Page 221 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 4
P. 221

Sezayi Köse - Zeynep Ayan - Ebru Vural
                                   Kübra Özcivan - Yeşim Koçdemir

               1999  depremi  sonrasında  yukarıda  açıklanan  yasal  süreç  devam  ederken
            2005 yılında yürürlüğe giren 5393 sayılı Kanunda yer alan “kentsel dönüşüm
            ve  gelişim  proje  alanı”  ve  5366  Sayılı  Kanunda  yer  alan  “yenileme  alanı”
            tanımlamaları ile birçok alansal uygulamanın önünü açmıştır. Süreç içerisinde
            5393 sayılı Belediye Kanunun 73. maddesinde değişiklik sağlayan 2010 tarihli
            düzenleme ile kentsel dönüşüm ve gelişim alanı tanımı “üzerinde yapı olan
            veya olmayan imarlı veya imarsız alanlar” şeklinde genişletilmiş ve müdahale
            edilebilir  alanların  artırılması  hedeflenmiştir.  Yine  büyükşehir  belediyesi  ve
            mücavir alan sınırları içerisinde kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan etmeye
            Büyükşehir  Belediyelerinin  yetkili  kılınmasını  sağlayan  değişiklik  ile  kentsel
            dönüşüme konu edilecek alanların ilanı yetkisinde genişletilmeye gidilmiştir.
               Tüm  bu  süreç  devam  ederken  23.10.2011  tarihinde  Van  Erciş  merkezli,
            9.11.2011 tarihinde Van Edremit merkezli meydana gelen depremlerde 644
            vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 1966 vatandaşımız ise yaralanmıştır. Bölgenin
            yapı stoku nedeniyle oldukça yıkıcı hasar yaratan depremler sonucunda 2.307
            yapı yıkılmıştır. Deprem sonrası gerçekleştirilen saha çalışmalarında yaklaşık
            31.870 konut,  8.849 işyeri ile 9.602 ahırın ağır hasar gördüğü tespit edilerek
            yıkım  süreci  başlatılmış,  bölgedeki  yıkımdan  doğrudan  etkilenen  33.663
            afetzede için güvenli konutların yapımı süreci hızla yürütülmüştür (www.afad.
            gov.tr, 2023).
               Van depremi sonrası dönem, yasal-yönetsel süreç açısından ele alındığında
            deprem  öncesinde  gerçekleştirilen  uygulamalardan  edinilen  tecrübelerin
            işaret ettiği yasal düzenlemelerin gerekliliği bir kez daha belirgin hale gelmiş
            olup,  TBMM  Bayındırlık,  İmar,  Ulaştırma  ve  Turizm  Komisyonu  tarafından
            Kanun  tasarısı  hazırlanmıştır.  Hazırlanan  Kanun  tasarısının  “Genel  Gerekçe”
            bölümünde de belirtildiği üzere yürürlükteki 7269 sayılı yasa kapsamında afet
            tehlikesine maruz kalmış veya kalması muhtemel bölgeler tespit edilip “afete
            maruz bölge” olarak ilan edilmekte ve böylece “afete maruz bölge” olarak
            ilan edilen yerlerdeki meskenlerin ve işyerlerinin tahliye edilerek başka yerlere
            nakledilmesi öngörülmektedir. Bu durum büyük ölçekli bir tahliye ve nakil işlemi
            gerektirdiğinden ortaya büyük harcamalar çıkmasına sebep olmaktadır. Ayrıca
            bir bölgenin “afete maruz bölge” ilan edilmesi, bu bölgede normal hayatın
            akışını aksatmakta “olağanüstü” bazı tedbirlerin alınmasını gerekli kılmakta ve
            sosyal problemlere de yol açmaktadır. Bu sebeple, afete maruz bölge kararı
            alınmasına  gerek  olmaksızın,  buralardaki  yapıların  öncelikle  “gönüllülük”
            esasına  dayanılarak  dönüştürülmesine  ve  gerekirse  başka  yerlere  nakline
            imkân sağlayacak yeni kanuni düzenlemelere ihtiyaç duyulmuştur. Buradan da
            anlaşılacağı üzere yürürlükte olan 6306 sayılı Kanunun temel amacı, müdahale
            gerektiren alanların oluşmasına fırsat vermeden, alan ve parsel bazında kentsel
            dönüşüm faaliyetlerini yürütmesi olarak belirlenmiştir.



            206 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi
   216   217   218   219   220   221   222   223   224   225   226