Page 218 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 4
P. 218

Afete Hazırlık Kapsamında İstanbul’da Kentsel Dönüşüm Uygulamaları


            Bu mahalleler kimi zaman şahıs arazileri üzerinde kimi zaman da kamu arazileri
            üzerinde  yasadışı  olarak  yapılaşarak  günümüzdeki  mülkiyet  sorunlarının
            kaynağını oluşturmuştur.
               1960’lı yıllarda planlı döneme geçişle birlikte, 775 sayılı Gecekondu Kanunu
            çerçevesinde  iyileştirme,  ortadan  kaldırma  ve  önleme  şeklinde  yaklaşımlar
            benimsenmiştir. 775 sayılı Kanun, iyileştirme ve önlemeye dair uygulamalara
            ilişkin  yasal  bir  zemin  oluştursa  da  1980  yılına  kadar  kentleşme  faaliyetleri
            gecekondulaşmayı  önlemeye  ve  barınma  sorunlarını  çözmeye  yetmemiştir
            (Demirtaş, 2019:26). Bu dönemde İstanbul’da  çalışma alanlarına yakın kamu
            arazileri üzerinde kaçak yapılaşan 1-2 katlı gecekondulardan oluşan bir kentsel
            doku ortaya çıkmıştır.

               2.4. 1980-2000 Arası Dönem 
               1980 sonrası dönem, metropoliten kentler için dışa açık liberal ekonomi ve
            küreselleşme  etkilerinin  görülmeye  başladığı  bir  dönem  olarak  öne  çıkmıştır.
            Özellikle İstanbul’da yasal ve yasadışı olarak iki ayrı koldan ilerleyen yapılaşma
            süreci,  bir  yandan  ulaşım  bağlantılarının  artmasıyla  kent  çeperlerine  doğru
            yayılım göstermeye başlamış, diğer yandan merkezi iş alanlarının geliştiği bir
            süreç doğmuştur (Ataöv ve Osmay, 2007: 67). Artan nüfusun barınma ihtiyacını
            karşılayamaması, kent toprağının giderek değerli hale gelmesi ve serbest piyasa
            koşullarının  sağladığı  pazarın  etkisiyle  önceden  1-2  katlı  olan  gecekondular
            ilave katlarla 4-5 katlı yapılara dönüşmüştür. Yasadışı yerleşmelerin olgu olarak
            incelenmesi  sonucunda  bu  dönemde  yasal  mevzuat  zeminine  taşınmış  olup
            kentlerde  İmar  Kanunu’nun  uygulandığı  alanlar  dışında,  gecekondular  için
            ayrı imar kuralları oluşturulmuştur. Konut arz biçimlerinin farklılaşması üzerine
            kentlerin çeperinde kooperatif eliyle “toplu konut” yapımı üzerine yasal mevzuat
            düzenlenmiştir. Bu dönemde özellikle öne çıkan yasal düzenlemeler toplu konut
            alanlarının oluşturulması ve yeni yerleşim alanlarında farklı yapılaşma biçimlerinin
            oluşturulmasını sağlamıştır.
               2.5. 2000 Sonrası Dönem

               1999  yılında  gerçekleşen  yaklaşık  20  bin  vatandaşımızın  hayatını
            kaybetmesine ve 150 bin yapının hasar görmesine neden olan Marmara ve
            Düzce  Depremleri,  bireylerin  konut  ihtiyacında  önemli  değişikliklere  neden
            olmuş ve özellikle İstanbul için 2000 yılı sonrası  planlama gündemi açısından
            önemli bir kırılma noktası olmuştur (AFAD, 2022: 108; Ergünay, 2011: 4).
               Geçmişten  gelen  denetimsiz  ve  kaçak  yapılaşma  ve  yerleşime  uygun
            olmayan  alanların  tahrip  edilmesinden  kaynaklanan  can  ve  mal  kayıpları
            sonrasında, yapılaşma ve denetime dair birçok önlem alınmaya başlanmış ve
            çeşitli yasal düzenlemeler yapılmıştır (Ataöv ve Osmay, 2007: 68). 2000’li yıllar
            aynı zamanda ‘kapalı site’ kavramının öne çıktığı, genellikle orta ve üst gelir
            grubunun tercih ettiği, yüksek duvarlarla çevrelenen, özel güvenlikli, çok katlı
            konut alanlarının arttığı bir dönem olmuştur (Ataöv ve Osmay, 2007: 71).


                                                                 Yıl 2 / Sayı 4 / Temmuz 2023  203
   213   214   215   216   217   218   219   220   221   222   223