Page 59 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 3
P. 59
Aytaç Yüksel- Duygu Barut
değişken üretim potansiyeline uyumlu olması hâlinde sürdürülebilir
olduğundan söz edilebileceği ve bu çerçevede bir gelişimin sağlanmasının
ancak toplumun her kesiminin ortak çabaları ile kavramın farklı boyutları
ele alınarak sağlanabileceği ve toplumun ortaklaşa çaba göstermesi için
bireyleri bilgilendirmekle birlikte aynı zamanda bilinçlendirmenin, kalkınmanın
sürdürülebilir kılınması için anahtar niteliği taşıdığı belirtilmiştir (Yıldırım ve
Nuri 2018:4).
Gündem 21’in uygulanması amacıyla Birleşmiş Milletler nezdinde bir kurum
oluşturulması fikrinin ortaya atıldığı 38’inci bölüm ile 39 ve 40’ıncı bölümleri
ve Gündem 21’in uygulanması; uluslararası hukuk açısından uluslararası
sürdürülebilir kalkınma hukukunun temelini atması, tüm uluslararası hukuk
enstrümanlarına ve diğer uluslararası çevre hukuku antlaşmalarına atıflarda
bulunması bakımından önem taşımaktadır (Skalar 2015:35-36).
Rio Konferansı’nın diğer önemli sonuçları ise; kamu katılımı, çevresel etki
değerlendirmesi, ihtiyatlılık, acil durumların bildirimi ve diğer devletlerin
çevresini etkileme olasılığı bulunan projelerin önceden bildirimi ve danışılması
gibi ilkelerin ortaya çıkması ve zaman içinde diğer belgelerde yer alması
(Skalar 2015:33) ile 1992 yılında Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma
Komisyonu’nun kurulmasıdır. Gündem 21’in 38’inci bölümü gereği kurulan bu
Komisyonun temel görevi, Rio Konferansı’nı takip edecek sürecin sürdürülebilir
kalkınma ilkelerine uygun şekillenmesini ve konferansta kabul edilen ilke ve
hükümlerin hayata geçirilmesinin etkin bir şekilde izlenmesini sağlamak, çevre
ve gelişme konularının bütünleştirilmesine yönelik hükümetlerarası karar
verme kapasitelerini rasyonalize etmek ve bu konuda uluslararası iş birliğini
ilerletmektir (Tıraş 2012:63). Ayrıca Birleşmiş Milletler’in diğer kurullarına
raporlar sunmak ve görüş bildirmek bu komisyonun görevleri arasında
sayılmaktadır (Güneş 2021:334).
ç. Johannesburg Konferansı
Rio Konferansı’nda öngörülen hedeflerin hayata geçirilmesinde yaşanan
aksaklıklar sonucu; 2002 yılında Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Johannesburg
şehrinde 191 hükümet ve çok sayıda uluslararası örgüt, iş insanı ve bilim
insanının katılımıyla Rio+10 olarak da adlandırılan Birleşmiş Milletler Dünya
Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi (World Summit on Sustainable Development)
gerçekleştirilmiştir (Güneş 2021:335; Skalar 2015:54-55). Böylece sürdürülebilir
kalkınma ilk kez bir konferansın adında geçmiştir (Tıraş 2012:64). Rio
Konferansı’nda alınan kararların hayata geçirilmesini ana gündem maddesi
olarak belirleyen zirve, ayrıca Rio Konferansı’nda kabul edilen fakat hayata
geçirilemeyen antlaşmaların uygulanabilmesi için gerekli tedbirlerin
44 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi