Page 39 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 6
P. 39
Koray Özcan - Emine Tanrıverdi
4.1. Önem ve Gereklilik Tartışmaları
Optimum kent kavramı, kentin en uygun/ideal durumu veya denge hâli ola-
rak düşünülürse doğal kaynaklar ile kentsel gelişme arasındaki koruma-kullan-
ma dengesinin gözetilmesinin yanı sıra ekolojik, mekânsal, sosyal ve ekonomik
büyümenin sınırlandırılması/dengeli kılınması bakımından önemlidir. Bu yönüy-
le bakılırsa güncel planlama literatüründe sürdürülebilirlik öncelikli kent formu,
kent modeli ve kentsel gelişme tartışmalarını, kentlerin ekoloji duyarlı optimi-
zasyon çabaları ile ilişkilendirmek mümkündür (Haughton ve Hunter, 1994; Bur-
gess ve Jenks: 2000; Williams vd., 2000; Haughton 1997: 189-195).
Kaldı ki kentsel yayılma ve nüfus gelişiminin denetim altına alınması, sektörel
gelişme ve doğal kaynaklar dengesinin gözetilerek sürdürülebilir kılınması, ka-
musal kaynak ve hizmetlerin verimli-etkin kullanımında fayda-maliyet dengesi-
nin kurulması, sağlıklı-yaşanabilir, nitelikli ve dirençli kentler oluşturulması, gün-
cel şehircilik-planlama yaklaşımlarının öncelikli hedefleri olarak görülmektedir.
Bu öncelikler açısından bakıldığında sürdürülebilirlik ilkesini temel alan ideal
kent/sağlıklı kent yaklaşımı temelinde optimum kentin gelecek için alternatif
kentsel gelişme modeli olduğunu söylemek mümkündür (Tanrıverdi, 2022).
4.2. Kapsam ve İçerik Açıklamaları
Optimum kentin kapsamı, kentsel arazi kullanım düzeni ve ulaşım sistemi te-
melinde kamusal hizmetlerin etkin sunumu ve dengeli dağılımı ile ilişkilendirilebi-
lir. Somutlaştırılırsa optimum kentin kapsamı “nüfus-mekân dengesi” esas olmak
üzere sosyo-kültürel ve teknik altyapı hizmetlerinin yeterince/gereğince ve den-
geli karşılanarak verimli ve etkin sunulması olarak ifade edilebilir (Tanrıverdi, 2022).
Türkiye kentleri üzerine tartışmalar incelenirse optimum kentin kapsam ve
içeriğinin nüfus kapasitesi/büyüklüğü esas olmak üzere kentsel hizmet verimli-
liği ve etkin sunumu bakımından ele alınarak, yerel yönetim büyüklüğü ile ilişki-
lendirilerek tartışıldığı görülmektedir. Bu açıdan, optimum kent tartışmalarında
hizmet sunum niteliği ile demografik kapasite arasındaki ilişkiye dikkat çekilme-
si, gerek kamusal hizmetlerin yeterince/gereğince karşılanması, gerekse kamu-
sal maliyetlerde optimizasyon sağlanmasının önemine vurgu olarak sayılmalıdır
(Göymen, 1983: 49-63; Keleş, 1984: 18-19; Tortop, 1995: 21-25; Ceritli, 2000: 170-
175; Akdede ve Acartürk, 2005: 5-17, Yaslıkaya, 2019: 163-192).
Ancak Türkiye için optimum kent büyüklüğü tartışmalarında kamusal teknik
altyapı hizmetlerinin etkin ve verimli sunumu bakımından en az 200.000, en çok
400.000 nüfus aralığı, belediye olma ölçütü bakımından ise en az 5.000, en çok
50.000 nüfus aralığı olmak üzere sadece demografik büyüklükler önerildiği gö-
rülmekle birlikte, nüfus-mekân birlikteliğinin sosyo-mekânsal büyüklük açısın-
dan değerlendirilmediği ifade edilmelidir (Topal, 1999, Topal, 2000: 55-74; Ce-
ritli, 2001: 137-155; Akgül, 2003: 249-262; Şahin, 2003: 85-86; Gündüzöz, 2005,
Atmaca, 2013: 168-184, Gökdemir, 2019).
38 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi