Page 35 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 6
P. 35

Koray Özcan - Emine Tanrıverdi


                   1.  Giriş: Amaç ve Ele Alış Biçimi

                   Güncel planlama gündeminin öncelikli tartışma konularının, hızlı nüfus artı-
                 şı ve kentsel yayılma olgularına koşut yoksunluk-yoksulluk, iklim krizi, güvenli
                 su ve gıdaya erişim gibi sosyo-mekânsal ve ekolojik temelli sorunlara yönelik
                 çözüm arayışları olduğunu söylemek mümkündür. Nitekim Birleşmiş Milletler
                 “2022 Yeni Kentsel Gündem” kapsamında; “eşitsizliklerin azaltılması”, “refa-
                 hın arttırılması”, “iklim ve doğa önceliği”, “dirençlilik” konularına yapılan de-
                 ğinmeler, “kentsel geleceğin” önceliklerine işaret olarak sayılabilir (UN-Habi-
                 tat, 2022). Bu önceliklerin kentleşme sürecindeki yansımalarını ise kentsel ayak
                 izinin sınırlandırılmasını ve yeşil alan kullanımlarının etkin kılınmasını esas alan
                 ekolojik ve kompakt kent önerileri gibi sürdürülebilir kentleşme stratejileri ile
                 somutlaştırmak  mümkündür  (Frey  1999).  Şüphesiz,  sürdürülebilir  kentleşme
                 stratejilerinin temel hedefinin, kentlerin sosyo-mekânsal yönden küçültülmesi
                 ve doğa ile barışık kılınmasına odaklandığı söylenebilir (Kallis vd., 2015; 1-18;
                 Florentin,  2018:  16-19;  Rose,  2019:  239-262;  Khmara  ve  Kronenberg,  2023:
                 304-321). Dolayısıyla kentlerin kendine yeterli, kolay erişilebilir, yaşam kalitesi
                 yüksek, yaşanabilir, güvenli ve dirençli sosyo-mekânsal üniteler olarak gelişti-
                 rilebilmesi için “nüfus-hizmet-mekân dengesini” esas alan optimizasyon gös-
                 tergelerinin belirlenmesinin önemli ve gerekli olduğu değerlendirilmektedir.
                   Bu araştırmanın amacı, kuramsal arka plana dayalı olarak optimum kent bü-
                 yüklüğü göstergelerinin saptanarak Türkiye için optimum kent büyüklüğünün
                 tanımlanmasına  yönelik  veri  setinin  oluşturulmasıdır.  Daha  geniş  bir  ifadeyle
                 doğa ile barışık, yaşanabilir, erişilebilir ve yönetilebilir kentler oluşturulmasına
                 yönelik tartışmalar eşliğinde Türkiye kentlerinin kendine özgü dinamiklerini esas
                 alan optimum kent büyüklüğüne ilişkin göstergeler setinin kurgulanmasıdır.
                   Araştırmanın yöntem izlencesi dört aşamadan oluşmaktadır: Birinci aşamada
                 akademik ve bilimsel araştırma kaynaklarından oluşan güncel literatür bilgisi eş-
                 liğinde optimum kent kavramının kavramsal ve kuramsal arka planı irdelenerek
                 optimum kent tartışmaları değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmeler, optimum kent
                 kavramının sosyo-mekânsal içeriğinin anlaşılabilmesi ve bileşenlerinin tespiti bakı-
                 mından önemli görülmektedir. İkinci aşamada Köy Kanunu, Belediye Kanunu, Bü-
                 yükşehir Belediye Kanunu, İl Özel İdaresi Kanunu gibi ulusal mevzuat düzenlemele-
                 ri ile kurumsal raporlarda ortaya konan kent kavramsallaştırmaları sosyo-mekânsal
                 standartlar ve tanımlamalar açısından sorgulanmıştır. Üçüncü aşamada kuramsal
                 ve kavramsal bilgi birikimi ile yasal-hukuksal düzenlemelere ilişkin tespitler kap-
                 samında optimum kentin “önem ve gerekliliği” ile “kapsam ve içeriği” tartışılarak
                 optimum kente ilişkin temel kaynak niteliğindeki “göstergeler seti” oluşturulmuş-
                 tur. Dördüncü aşamada ise Türkiye kentlerinin optimizasyonuna yönelik gereklilik
                 matrisi ve önceliklendirme matrisi oluşturularak kavramsal öneriler, literatür öneri-
                 leri ile mevzuat önerilerinden oluşan öneriler seti tartışmaya açılmıştır.

                 34  Çevre, Şehir ve İklim Dergisi
   30   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40