Page 183 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 6
P. 183

Emel Ünal



                 devletlerin   politikalarının   ve   uygulamalarının   uluslararası   sözleşme
                 yükümlülüklerine  uymadığı  ve  yeterli  gayreti  göstermedikleri  yönündedir.
                 Bu  çalışmada  devletlerin  ulusal  katkı  beyanları  üzerinden  sunmuş  oldukları
                 taahhütler bağlamında verilen emsal niteliğindeki kararlara değinilmektedir.
                 Öte yandan emisyon ticaret sistemi uyuşmazlıkları ile karbon kredilerine ilişkin
                 uyuşmazlıklar hakkında verilen kararlar bu çalışmada ele alınmamıştır.
                   İklim  davası  kavramı  geniş  yorumlandığında,  iklimle  ilişkilendirilen  çevre
                 davaları da bu kapsamda değerlendirilmektedir. Ancak bu tür bir yorumlama
                 iklimin  değişmesine  etki  etmeyen  ve  genel  mantıktan  sapan  birçok  çevre
                 davasının da bu dava türüne sokulmasına neden olabilmektedir. Bu nedenle
                 daha dar bir tanımlamayla sadece azaltım, uyum ve bunların uygulama araçları
                 üzerinden geliştirilen dava türlerinin iklim davası olarak adlandırılması daha
                 uygun bir yaklaşım olmaktadır. Bu minvalde iklim davaları genel anlatımla iklim
                 değişikliğini önlemeye, iklim değişikliği rejimine veya iklim değişikliğine uyu-
                 ma yönelik faaliyetlere ilişkin hukuki ya da edimsel problemlerin yargı mercileri
                 önüne getirildiği davalar olarak tanımlanmaktadır (Açımuz, 2022: 346).
                   Sonuçlanan ve derdest olan iklim davalarını küresel veri tabanında izleyen
                 Sabin Center for Climate Change Law (Columbia Law School) tarafından ha-
                 zırlanan rapora göre (2024 yılı verileri) (Tigre ve Barry, 2024: 3), son beş yılda 53
                 yargısal yetki alanında ve uluslararası kuruluşlarda iklimle ilgili 2.895 dava açıl-
                 mıştır. Amerika Birleşik Devletleri 1.900’den fazla uyuşmazlık ile başı çekerken,
                 diğer devletlerde de hızlı bir artış görülmektedir.
                 Tablo 2. İklim dava sayılarının dağılımı


















                   İklim  değişikliğine  ilişkin  davaların  çeşitliliği  her  geçen  gün  artarak  farklı
                 coğrafi  bölgelerde  de  davalar  açılmaktadır.  İklim  değişikliği  davaları  sivil
                 topluma, bireylere ve toplumun her kesimine, hükümetlerin ve özel sektörün
                 iklim  krizine  karşı  aldıkları  yetersiz  önlemleri  tartışmak  için  olası  bir  yol
                 sunmaktadır (UNDP ve Columbia Law School Sabin Center For Climate Chan-
                 ge Law, 2023).




                182 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi
   178   179   180   181   182   183   184   185   186   187   188