Page 66 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 3
P. 66
Uluslararası Çevre Hukukunda Sürdürülebilir Kalkınma
ekonomik yararlanma hakları ile çevrenin korunması arasındaki yarışma
olduğu görülmektedir. Uyuşmazlıkların çözümünde ise yarışan menfaatlerin
uyumlaştırılması hedefi sürdürülebilir kalkınmaya işaret etmektedir.
İlk örnekleri yukarıda sıralananlar olmakla birlikte, 1992 Rio Dünya
Zirvesi’nden günümüze, uluslararası yargı organları kararlarında sürdürülebilir
kalkınma ilkesine sıklıkla yer verilmeye başlandığı görülmektedir. Her ne kadar
uluslararası mahkemelerin kararları yalnızca uyuşmazlığın tarafları için bağlayıcı
nitelikte bulunmakta ise de verilen kararlar, uluslararası hukukun gelişimi
için önem arz etmekte ve devletlere çevresel, ekonomik ve sosyal kalkınma
önceliklerini dengelemeyi gerektiren sınır aşan uyuşmazlıklarının çözümünde
yol gösterici olmaktadır (Cordonier ve Segger 2009:18).
Günümüzde ise, çevre koruma ve doğal kaynaklar üzerindeki baskıya ilişkin
bilincin artması ile birlikte çevre, uluslararası hukukun temel konuları arasında
yerini almıştır (Sands 2007:314). Bu ilginin etkisi ile ulusal ve uluslararası
düzenlemelerin sayısı artmış ve bunun bir sonucu olarak da mahkemelerin
çevresel bir uyuşmazlığa ilişkin araştırmaları zorlaşmıştır (Skalar 2015:85).
Uluslararası çevre hukukuna ilişkin yargısal süreçlerin başlıca zorluğu hemen
hemen hiçbir uyuşmazlığın yalnızca çevre hukukunun normları kapsamında
çözüme kavuşturulamıyor oluşudur. Bir başka deyişle; yalnızca uluslararası
çevre hukukunu ilgilendiren bir uyuşmazlığa rastlamak neredeyse mümkün
değildir (Sands 2007:315). Uyuşmazlıkların çözümü için uluslararası çevre
hukukunun yanı sıra ticaret hukuku ve insan hakları hukuku başta olmak üzere
diğer hukuk alanlarından da yararlanma zorunluluğu bulunmaktadır.
Çevresel sorunlara yönelik artan bilinç, ulusal ve uluslararası hukukun gelişimi
sonucu, çevre ile ilgili uyuşmazlıkların taşınabileceği yargı organları ile yargı
benzeri organların sayıları da artmaktadır (Skalar 2015:85). Uluslararası Adalet
Divanı 1946 yılına kadar tek sürekli yargı organı iken; 1946 yılından günümüze
kadar başta Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesi ve hakem mahkemeleri,
Dünya Ticaret Örgütü Antlaşması kapsamındaki yargısal benzeri organlardan
panel ve Temyiz Organı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Amerikalılararası İnsan
Hakları Mahkemesi, yargı benzeri bir organ olarak Afrika İnsan ve Halkların Hakkı
Komisyonu ve Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümü için Uluslararası Merkez başta
olmak üzere pek çok yargısal ve yargı benzeri organ kurulmuştur (Skalar 2015:86).
Bahsi geçen yargısal ve yargı benzeri organların karşılaştığı çevresel
ihtilafların sayısı giderek artmaktadır. Oluşan içtihatlar ile çevre korumanın
ilkeleri ve diğer hukuk alanları ile ilişkisi düzenlenmekle birlikte, sürdürülebilir
kalkınma ilkesine ilişkin doğrudan veya dolaylı olarak göndermelerde
bulunulmakta ve ilkeleri belirlenmektedir.
Yıl 2 / Sayı 3 / Ocak 2023 51