Page 43 - Çevre, Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 1
P. 43
Mehmet Emin Birpınar
gönüllülük esasında bir işbirliği öngörülmektedir. Çevresel bütünlük ve
şeffaflık çerçevesinde tarafların Ulusal Katkı Beyanı hedeflerini tutturabilmeleri
için kendi aralarında azaltım çıktılarının transferine imkân sağlanacağı
anlaşılmaktadır. Anlaşmanın ortak hedefinin uygulamaya yansıması Küresel
Durum Değerlendirmesi (Global Stocktake) sistemi ile somutlaşmaktadır. Buna
göre, taraflardan gelecek veriler ortak bir havuzda anonim olarak toparlanacak
ve ortak hedefe ulaşmada durumun ne olduğu anlaşılacaktır.
Yapılacak katkılar sadece gelişmiş ülke olarak belirlenen taraflarca değil, bu
sefer tüm taraflarca yapılacak ancak gelişmiş ülkeler bu konuda liderlik edecek;
gerekli destekleri gelişmekte olan ülkelere sağlayacaklardır. Paris Anlaşması’nın
finansal mekanizması gelişmiş ülkelerce Yeşil İklim Fonu üzerinden sağlanacak,
gelişmekte olan ülkelerin azaltım ve uyum eylemlerindeki finansman ihtiyaçları
bu yolla karşılanacaktır.
İklim Krizi Karşısında “Türkiye”
Türkiye, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) üyesi olması
hasebiyle BMİDÇS’nin Ek-1 ve Ek-2 listesine alınmıştır. Bunun anlamı; Çin,
Singapur, Güney Kore, Hindistan, Katar, Suudi Arabistan, Brezilya, Arjantin
ve diğer petrol zengini Körfez ülkelerinin de yer aldığı ek dışı ülkelere mali,
teknolojik ve teknik yardım sağlamakla yükümlü olmak ve buna ek olarak,
ekonomik büyümeden feragat anlamına gelebilecek kısıtlama ve azaltım
yükümlülüklerine girmek demektir. Ne var ki, sözleşme eklerinden çıkarılabilmek
için tüm tarafların onayının alınması gibi zorlu bir süreç bulunmaktadır.
Gerçekleştirilen girişimler neticesinde 2001’de Marakeş’te yapılan 7. Taraflar
Konferansı’nda (COP7) alınan 26/CP.7 sayılı kararla ülkemiz EK-2 listesinden
5
çıkarılmıştır. Türkiye’nin BMİDÇS’ye taraf olmaktan kaçınmasının ve ancak 2004
yılında BMİDÇS’ye taraf olmasının altında yatan neden budur.
Ancak özel şartları kabul edilse de ülkemiz, EK-1 listesinde yer almaya devam
etmektedir. Aslına bakılırsa, Türkiye küresel sera gazı emisyonları açısından
Küresel Karbon Projesi verileri (Ritchie, H. ve Roser, M., 2020b) esas alındığında
on binde 64 (0,00064) gibi çok düşük bir tarihsel sorumluluğu olan, kişi başına
düşen ortalama sera gazı emisyonları OECD ülkeleri içinde en düşüklerden
birisi (OECD, 2020) olan, gelişmekte olan bir ülkedir. Haliyle BMİDÇS marjında
en başından itibaren ek dışı kalması gerekirdi. Oysa BMİDÇS’nin imzalandığı
1992 yılından bu yana tarihsel sorumlulukların önemli bir şekilde değiştiği
açıkça görülmektedir. Buna rağmen, dünyanın en büyük 10 emisyon yayan
ülkesinin yarısı hala Ek-1 listesinde yer almamaktadır. Ayrıca, Türkiye’nin eklere
5 Türkiye’nin Ek-2’den çıkarılması, https://webdosya.csb.gov.tr/db/iklim/editordosya/26-CP_7_sa-
yili_karar.pdf
28 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi