Page 38 - Çevre, Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 1
P. 38

Küresel Sorun: İklim Değişikliği


               İnsanlığın  doğada  baskın  güç  olduğunu  gösteren  diğer  bir  bulgu  da,
            İsrail merkezli Weizmann Bilim Enstitüsü tarafından yapılan ve 9 Aralık 2020
            tarihinde  Nature’da  (Elhacham  vd.,  2020)  yayınlanan  “Global human-made
            mass exceeds all living biomass” isimli çalışma ile ortaya konmuştur. Anılan
            çalışmaya  göre  insan  eliyle  yapılan  tüm  antropojenik  kaynakların  (binalar,
            araçlar, barajlar, yollar vb.)  dünyadaki  tüm  canlı  varlığın  (su  canlıları,  kara
            canlıları, bitki ve ağaçlar, insanlar, her türlü hayvan popülasyonu vb.) ağırlığına
            ulaştığı belirtilmektedir. Mezkûr çalışmaya göre sadece bir asırdır hayatımıza
            giren  plastik  miktarı,  dünyamızdaki  su  ve  karasal  hayvan  ağırlığının  hemen
            hemen iki katına eşdeğerdir. Ne var ki tüm bu yapıların bir ömrü, bir dayanım
            ve verimli kullanım süreleri bulunmaktadır. Diğer bir söylem ile günümüzde
            üretilen hemen her eşya, her ürün aynı zamanda birer atık olma potansiyeli
            taşımaktadır. Yani insanlık, atık üretmektedir.
               Bu çalışma, küresel iklim değişikliğinin ortaya çıkışı ve gelişimini, uluslararası
            mücadele süreçlerinin boyutlarını ve bu kriz karşısında Türkiye’nin konumunu
            ortaya koymakta, bir çözüm olarak yeşil dönüşüm modelini sunmaktadır.

               İklim Krizi Doğuyor

               İnsan eliyle doğal dengenin bozulduğunun bariz göstergeleri olan bütün
            bu  bilimsel  çalışmaların  sonuçlarını  esasında  yaşayarak  görmekteyiz.  Rekor
            kıran sıcak hava dalgaları, aylarca süren yangınlar, tarihteki en büyük sıcaklık
            ve kasırgalar, toz fırtınaları, kuraklık ve su krizleri, ekilebilir tarım alanlarındaki
            bozulmalar, güvenli gıdaya erişim gibi sorunların yanında biyoçeşitlilik kaybı
            ve türlerin yok oluşu da canlı varlığının geleceğini tehdit eden sorunlardan
            bazılarıdır. Bu sorunların etkisini, şiddetini ve sayılarını artıran en önemli faktör
            ise küresel iklim değişikliğidir.
               Milyarlarca  yıllık  bir  geçmişe  sahip  dünyamızda  birçok  zamanlarda  iklim
            değişiklikleri  görülmüştür.  Bunlara  yol  açan  temel  faktörlere  baktığımızda;
            güneşteki patlamalar, dünyanın güneş etrafındaki eliptik hareket yörüngesi,
            tektonik (kıtalardaki) hareketler, volkanik aktiviteler gibi doğal süreçlerin dünya
            ikliminin değişiminde aktif olarak rol oynadığını görmekteyiz.(Fahey vd., 2017;

            NASA,  2020).  Ancak  bunlar  ortalama  olarak  11  ila  150  bin  yıllık  süreçlerde
            görülen  etkiler  olarak  karşımıza  çıkarken  günümüzde  karşılaştığımız  sorun
            sadece 2-3 yüzyıl gibi kısa bir süre zarfında oluşmuştur. Diğer bir söylem ile
            günümüzde oluşan değişim, doğal süreçlere kıyasla en az on kat daha hızlı
            bir şekilde gerçekleşmektedir. Buna yol açan temel etmen ise hiç kuşkusuz
            antropojenik  faktörler  yani  insan  veya  beşeri  hadiselerdir  (IPCC,  2014).
            Bu  hızlılık  ekolojik  sistemlerin  kendisini  tamir  etmesine,  oluşan  bozulmayı
            önlemek  için  yeterli  süre  bulamamasına  yol  açarak  sonuçta  tamiri  mümkün
            olmayan hasarlara neden olmaktadır.



                                                                   Yıl 1 / Sayı 1 / Ocak 2022  23
   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43