Page 46 - Çevre, Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 1
P. 46

Küresel Sorun: İklim Değişikliği


                                                              7
            kamuoyu  ile  paylaşılan  Avrupa  Yeşil  Mutabakatı  (AYM)   bu  dönüşümün  en
            bariz  göstergelerinden  birisi  olarak  karşımıza  çıkmaktadır.  AYM  ile  Avrupa,
            yüzyılın ortasında ilk karbon nötr kıta olma hedefini deklare etmiş, AYM’nin
            yeni büyüme stratejisi olduğunu belirtmiştir. Sıfır kirlilik, kaynaktan bağımsız
            büyümeyi öngören döngüsel ekonomi yaklaşımı ve sınırda karbon vergisi gibi
            düzenlemeleri içeren bu belge Avrupa Birliği’nin (AB) iklim ve çevre odağında
            düşük karbonlu yeni büyüme stratejisi olarak karşımıza çıkmaktadır.
               2005  yılından  beri  uygulanan  Emisyon  Ticaret  Sistemini  sınırları  dışına
            taşımaya  hazırlanan  AB,  sınırda  karbon  vergisi  düzenlemesi  (CBAM,  t.y.)
            ile  Avrupa  sınırları  dışında  üretilen  ve  Avrupa  Birliği  üyesi  ülkelere  ihraç
            edilecek imalatlar için menşe ülkede herhangi bir karbon emisyon vergisine
            tabi  tutulmayan  ürünlere  ilave  bir  vergi  uygulamak  suretiyle  bir  yandan
            rekabetçiliğini korurken bir yandan da bölgesel olarak uygulamadığı emisyon
            azaltım politikalarına küresel boyut kazandırmayı hedeflemektedir.
               Sınırda  Karbon  Vergisi  Uygulaması,  Nobel  Ödülü  sahibi  William
            Nordhaus’un ileri sürdüğü ve gönüllülükten ziyade zorunluluğu öne süren bir
            İklim Kulübü’nün (Nordhaus, 2015) fiili bir yansıması olarak da yorumlanabilir.
            Bu düşüncede, düşük karbonlu ekonomilere sahip ülkelerin bir araya gelerek
            bir  kulüp  oluşturması,  akabinde  ortak  bir  karbon  fiyatında  anlaşarak  kulüp
            dışındakilere de bu doğrultuda tedbirlerin getirilmesi tartışılmaktadır.
               Dolayısı  ile  iklim  değişikliği  artık  kalkınma  stratejilerinde  esas  alınan  bir
            parametre olarak karşımıza çıkmaktadır. Yine AB’nin öncüsü olduğu ve 2019
            yılında hayata geçirdiği “Tek Kullanımlık Plastikler Direktifi” (EU, 2019) ile PET
            vb. içecek ambalajların üretiminde 2025 yılına kadar en az %25, 2030 yılına
            kadar da en az %30 oranında geri dönüştürülmüş plastik kullanımını zorunlu
            tutarak hammaddenin korunumunu esas alan ve kaynaktan bağımsız üretim
            ve  büyümeyi  teşvik  eden  döngüsel  ekonomi  uygulamalarını  yasal  zemine
            kavuşturarak  bu  noktada  etkili  adımlar  atmıştır.  Benzer  şekilde  çok  uluslu
            büyük tekstil firmalarının da aynı yolu izleyeceği ve hammadde içeriğinde veya
            ürünlerde belirli oranlarda geri dönüştürülmüş malzeme kullanımı zorunluluğu
            getireceği beklenmektedir.
               Aynı  şekilde,  İskoçya’nın  Glasgow  Şehrinde  yapılan  26.  İklim  Değişikliği
            Taraflar Konferansı’nda (COP26) ilk kez önemli bir fosil yakıt olan Kömürün
            Kademeli  Olarak  Kullanımının  Azaltılması  Kararı  (UNFCCC,  2021a)  enerji
            üretiminde  de  değişimlerin  olacağını  göstermektedir.  Uluslararası  Enerji
            Ajansı’nın “2021 Yıllı Dünya Enerji Görünümü” isimli Raporu’nda (IEA, 2021)
            da  yeni  bir  enerji  ekonomisinin  oluşmakta  olduğunun  vurgulanması  bu
            dönüşümlerin kaçınılmaz olacağının sinyallerini vermektedir. Keza Glasgow’daki


            7  The European Green Deal, COM/2019/640



                                                                   Yıl 1 / Sayı 1 / Ocak 2022  31
   41   42   43   44   45   46   47   48   49   50   51