Page 223 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Özel Sayı
P. 223

Bilgi Sarıhan - Ramazan Acar Çakır - Aydın Uzun


                İki tür kapsamında yapılan çalışmalardan ilki; ‘Doğal Ahlat (Pyrus Elaeagrifolia
              Pall.)  Populasyonlarindaki  İri  Meyveli  Tiplerin  Belirlenmesi,  Moleküler
              Karakterizasyonu, Vejetatif Çoğaltma Kapasiteleri İle Kurak-Yarikurak Alanlarda
              Kullanim  İmkânlarinin  Belirlenmesi  Ve  Muhafazasi  Ar-Ge  Projesi’  (ÇEM,
              2018) diğeri ise; ‘Doğal Alıç (Crataegus Spp.) Populasyonlarındaki İri Ve Sarı
              Meyveli Tiplerin Belirlenmesi, Moleküler Karakterizasyonu, Vejetatif Çoğaltma
              Kapasiteleri İle Kurak-Yarıkurak Alanlarda Kullanım İmkânlarının Belirlenmesi
              Ve Muhafazası Ar-Ge Projesi’ dir (ÇEM, 2022).
                Moleküler  Karakterizasyon  Çalışmaları  ve  Doku  Kültürü  Analizleri  yapılan
              genotipler  arasında  yüksek  düzeyde  varyasyonlar  tespit  edilmiştir.  Meyve
              iriliği ve bazı ağaç özellikleri bakımından öne çıkan ve değişik amaçlar (kurak
              alan  ağaçlandırması,  park-bahçe  bitkilendirilmesi  ve  meyve  verimi  vb.)  için
              kullanılabilecek  dirençli  ve  genetik  olarak  kaliteli  genotipler  belirlenmiştir.
              Belirlenen genotiplerin aşı ile çoğaltılarak koruma altına alınması sağlanmıştır.
                Bu bağlamda, ülkemiz genelinde kurak ve yarı kurak bölgelerde yer alan
              20’den  fazla  ilimizden  yaklaşık  100  adet  doğal  ahlat  ve  alıç  ağaçları  tespit
              edilmiş;  iri  meyveli,  sağlıklı  görünüme  sahip,  ekstrem  yerlerde  yetişmiş
              ağaçlardan aşı kalemleri, yaprak ve meyve materyalleri alınarak bu iki türümüze
              ait  aşı  parselleri  ve  genetik  materyal  bahçeleri  üç  ilde  (Isparta,  Burdur  ve
              Kayseri) kurulmuştur (Şekil 14).


















                    Şekil 14: 2022 yılı; Ahlat (solda) ve Alıç (sağda) gen kaynakları bahçesi
                                   (Yazarın kendi arşivinden, 2022)
                Gen kaynakları bahçelerinin kurulması ve iklim direncine katkıları göz ardı
              edilemeyecek öneme sahiptir. Yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan bu doğal
              türlerden kurulan gen kaynakları bahçeleri sayesinde, iklim değişimine uyum
              kapsamında kurak alanların ağaçlandırıması, çölleşme ve erozyonla mücadele
              edilmesi amaçlanmaktadır. Su kısıtı bulunan ülkeler arasında yer alan ülkemizin
              gelecekte su sıkıntısı çeken ülkeler arasında olabileceği göz önüne alınarak,
              şehirlerimize  yapılacak  park  ve  bahçelerin  ağaçlandırılmasında  minimum
              su  ihtiyacı  gerektiren  bu  türlerin  fidan  üretim  devamlılığının  sağlanması


              222 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi
   218   219   220   221   222   223   224   225   226   227   228