Page 202 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Özel Sayı
P. 202

Kurak ve Yarı Kurak Alanlarda İklim Dirençli Bitkilerin Kullanılması


            ve  Güneydoğu  Anadolu  topraklarının  toprak  erozyonuna  karşı  korunaksız
            olması, bunun yanında arazi tahribatınında sürece dahil olması bu bölgeleri
            çölleşmeyle karşı karşıya getireceği aşikârdır.
               Bölgedeki doğal çevre, insanlar ve diğer canlıları olumsuz yönde etkileyen
            çölleşme;  ekolojik  ve  ekonomik  kayıplara  neden  olarak  gıda  ve  su  kıtlığı,
            hastalık, işsizlik ve göç gibi yaşamsal faaliyetleri tehdit etmektedir.
               İklim, su, toprak, arazi örtüsü ve arazi kullanımı, topoğrafya ve jeomorfoloji,
            sosyo-ekonomi  ve  yönetim  kriterlerinin  kullanıldığı  modelde,  ÇEMGM  ve
            TÜBİTAK-BİLGEM işbirliği tarafından ortaya konan ‘Türkiye Çölleşme Hassasiyet
            Haritası’na (Şekil 2) göre, çölleşmeye meyilin özellikle kuraklık indislerinin ortaya
            koyduğu  kurak  ve  yarı  kurak  alanların  bulunduğu  bölgelerde  (İç  Anadolu  ve
            Güneydoğu Anadolu) yoğun olarak tespit edilmiştir. Ülkemizin %22,5’i yüksek
            riskli çölleşme tehdidi altında olup, %50,9’u orta, %18’i zayıf hassasiyet grubunda
            yer  almaktadır  (ÇEM,  2015).  Türkiye’deki  orman  alanlarının  yalnızca  %0,36’sı
            yüksek  çölleşme  hassasiyetine  sahipken,  %30,79’u  orta  ve  %68,86’sı  düşük
            düzeyde  çölleşme  hassasiyetindedir.  Tarım  alanlarında  çölleşme  hassasiyeti
            daha yüksek derecede olup; tarım alanlarının yaklaşık olarak %26,25’i yüksek,
            %64,77’  si  orta  ve  %8,98’i  ise  düşük  derecede  çölleşme  hassasiyeti  altında
            bulunmaktadır. Mera alanlarının ise yaklaşık % 34,56’sı yüksek, %52,45’i orta ve
            %12,99’u  düşük  çölleşme  hassasiyetine  sahiptir.  Konya  gibi  yarı  kurak  iklim
            özelliği gösteren bölgelerimiz, çölleşme tehditi altındaki tehlikeli (koyu kırmızı
            uyarı) alanları oluşturmaktadır. Konya-Karapınar, Iğdır-Aralık ve Urfa-Ceylanpınar
            çok yüksek hassasiyeti gösteren bölgeler olarak görülürken, Tuz Gölü havzası,
            Ereğli-Karaman  bölgesi,  Urfa-Ceylanpınar-Mardin-Batman  hattı  ile  Eskişehir
            çevresi orta ve yüksek hassasiyet grubunu oluşturmaktadır (ÇEM, 2015).


























                       Şekil 2: Türkiye Çölleşme Hassasiyet Haritası (ÇEM, 2015)

                                                                              201
                                                                      Özel Sayı / 2024
   197   198   199   200   201   202   203   204   205   206   207