Page 198 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Özel Sayı
P. 198

KURAK VE YARI KURAK ALANLARDA İKLİM
                    DİRENÇLİ BİTKİLERİN KULLANILMASI





                     Bilgi SARIHAN - Ramazan Acar ÇAKIR - Aydın UZUN





            ÖZ
            Hızlı nüfus artışıyla birlikte enerji ve yakıt tüketimindeki artışın yanı sıra doğal kaynakların
            tahribi  sonucu  küresel  ısınmanın  etkileri  giderek  ciddi  boyutlarda  hissedilmektedir.
            Küresel ısınmanın bir sonucu olan iklim değişikliği, dünyanın bazı bölgelerinde olduğu
            gibi Türkiye’de de kuraklığa bağlı sorunların katlanarak artmasına neden olmaktadır.
            Kuraklık riski altındaki bölgelerde bulunan kurak ve yarı kurak alanların sorunları arasında
            rüzgâr  erozyonu,  çoraklık  ve  çölleşme  gibi  problemler  yer  almaktadır.  İyileştirme
            çalışmalarına  öncelik  verilecek  sahalarda  belirten  çölleşmeye  ve  rüzgâr  erozyonuna
            hassas alanların belirlenmesi çalışmaları, olumsuzluklarla mücadelede önemli bir altlık
            olarak kullanılmaktadır. Kurak ve yarı kurak alanlar ile marjinal sahalardaki olumsuzluklara
            karşı  iklim  dirençli  bitki  tespit  ve  adaptasyon  çalışmalarına  ağırlık  verilerek,  bu  tür
            sahaların  iyileştirilmesinde  tespit  ve  adaptasyonu  yapılmış  türlere  öncelik  verilmesi
            hedeflenmiştir. Bu kapsamda, son yıllarda Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel
            Müdürlüğü (ÇEMGM) tarafından bu alanlarda bitkilendirme çalışmalarında yer verilen,
            bazı iklim dirençli otsu, yarı çalı, çalı ve ağaç türlerinin tespiti ve uygulanması çalışmaları
            yürütülmektedir. İklim dirençli bitki tespit çalışmalarında, bazı yerel alanlardaki kurak
            ve çorak topraklarda uygulanan bitkilerin yaşama başarı oranları ve büyümeleri takip
            edilmiştir. Sonuçlara göre; otlak ayrığı (Agropyron cristatum), mavi ayrık (Agrapyron
            intermedium), bozkır otu (Kochia prostrata),  dört kanatlı tuz çalısı (Atriplex canascens),
            ılgın  (Tamarix  sp.)  gibi  türlerin  alana  daha  yüksek  oranda  adapte  oldukları  tespit
            edilmiştir. Diğer taraftan, kuraklığa sahip farklı bölgelerde yetişen doğal ahlat (Pyrus
            elaeagnifolia) ve alıç (Crataegus Spp.) genotiplerinden toplanan materyallerin moleküler
            karakterizasyon  çalışmaları  ve  doku  kültürü  analizleri  genotipler  arasında  yüksek
            düzeyde varyasyonların olduğunu ortaya koymuştur. Dirençli ve genetik olarak kaliteli
            genotipler  belirlenip  aşı  ile  çoğaltılarak  genetik  materyal  bahçeleri  oluşturulmuştur.
            Bitki  adaptasyon  ve  tespit  çalışmaları;  çölleşme  ve  rüzgâr  erozyonu  hassasiyetinin
            yüksek olduğu bölgeler ile sorunlu toprak koşullarına sahip alanlarda bitkilendirme
            çalışmalarında  kullanılabilecek  uygun  bitkilerin  belirlenmesi  ve  bitki  temininin
            sürdürülebilirliğinin  sağlanabilmesini  çözüm  olarak  sunmaktadır.  Geçmişte,  rüzgâr
            erozyonu ve çölleşmeyle mücadelede, bazı iklim dirençli bitki türlerinin kullanılmasının



                                                                              197
                                                                      Özel Sayı / 2024
   193   194   195   196   197   198   199   200   201   202   203