Page 25 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 4
P. 25
Aliye Ahu Gülümser - Nur Kardelen Öztürk
Mert Akay - Burak Belli
eylemidir. Bu eylem kapsamında bütünleşik risk analizlerine bağlı olarak
kentsel riskli alan tanımlamaları yapılacak ve bu tanımlamalara uygun
olarak mekânsal planlama ile entegrasyonu sağlanacaktır. 2030 yılına kadar,
tanımlanan bu alanlarda iyileştirme, yenileme, dönüşüm yönünde kapsamlı
stratejiler geliştirilecektir.
Türkiye MSP’nin afet risklerine karşı dayanıklılık stratejik hedefine yönelik
öncelikli eylem alanlarının belirlenmesi kapsamında bütünleşik afet riski
değerlendirmesi yapılmıştır. Büyük felaketlerin sıkça meydana geldiği ülkemizde
yer bilimleri verilerini baz alarak yapılacak bütünleşik risk değerlendirmesi; yerel
afet risk yönetiminin ve sürdürülebilir kentler ve toplulukların inşası için önemli
bir gerekliliktir (Okay, 2021). Coğrafi bilgi sistemleri yardımıyla geliştirilen
bütünleşik yaklaşımla doğal tehlikelerin mekânsal planlamayı yönlendirici bir
rol üstlenmesi sağlanmaya çalışılmıştır. BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları
ile de uyumluluk gösteren bu yaklaşımın SKA 9, 11 ve 13 ile doğrudan ilişkili
olduğu düşünülmektedir. Söz konusu amaçlar afet risklerine dirençli altyapı
ve teknolojik çözümlerin inşasını, sürdürülebilir sağlıklı kentleşmeyi ve iklim
değişikliğinin etkilerine uyumu konu edinmektedir.
AFAD’ın çalışmalarına dayandırılan bütünleşik afet riski değerlendirmesi
kapsamında ülkemizdeki doğal tehlikeler; deprem, heyelan, çığ, rüzgâr ve su
erozyonudur (Şekil 1). Tüm bu doğal tehlikelerin birlikte ele alınması ile Türkiye
bütünleşik afet riski sentez haritası elde edilmiştir. Bu harita mekânsal gelişme
şemalarında olası afet senaryoları kapsamında gerçeklemesi öngörülen sosyali
kültürel, ekonomik ve ekolojik kayıpların en aza indirgenmesinde yol gösterici
bir rol üstlenmektedir.
Şekil 1: Bütünleşik Afet Riski Haritası
10 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi