Page 29 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 4
P. 29
Aliye Ahu Gülümser - Nur Kardelen Öztürk
Mert Akay - Burak Belli
Türkiye MSP’nin dayanıklılık ve yaşanabilirlik ilkeleri altında ele aldığı
kentsel dönüşüm uygulamalarının veriye dayalı değerlendirmeler sonucunda
bilimsel olarak belirlenen önceliklendirmeye uygun olarak, yerinde ve yere
özgü değerleri koruyarak, toplumun bütün kesimlerini dahil ederek ve kimseyi
geride bırakmadan gerçekleştirilmesi sağlanacaktır.
5. Sonuç
Kentsel dönüşümün müdahale biçimlerinin zamanla yalnızca fiziksel bir
düzlemde kalmasının yetersiz olduğu fark edilerek, dönüşümün sosyal,
ekonomik ve ekolojik yönleri de dikkate alınarak farklı müdahale biçimleri
geliştirilmiştir. Kentsel dönüşüm müdahale biçimleri, dünyadaki planlama
yaklaşımlarındaki değişikliklere paralel olarak çeşitlilik kazanmaktadır (Ataöv ve
Osmay, 2007). Bugün geldiğimiz noktada stratejik planlama yaklaşımının temel
ilkeleri arasında olan esneklik ve katılımcılık, kentsel dönüşüm uygulamalarına
da yansımaktadır. Türkiye MSP, kentsel dönüşüm uygulamalarının amaçlarını,
bütüncül yapıda ele alınması gereken kriterlerini ve mekânsal düzeyde
uygulama adımlarını ortaya koyan strateji ve eylemleri ortaya koymaktadır.
Ancak, kentsel dönüşüm uygulamaları Türkiye’de merkeziyetçi bir yapıda
yönetilirken zaman içerisinde yetkinin yerel yönetimlere geçtiği görülmekte
ve bu durum 2000’li yıllardan sonra afet risklerine karşı yapılan çalışmalarla
desteklenmektedir (T.C. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, 2004; Devlet Planlama
Teşkilatı, 2004). Kentsel dönüşüm uygulamalarının planlarda belirtilen kararlara
uygun olarak gerçekleştirilmesi adına kentsel dönüşümün vatandaşlar, kamu
sektörü, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları dahil olmak üzere bütün
aktörlerinin ve uygulama araçlarının yerel ölçekte ortaya konması ve denetim
mekanizmalarının oluşturulması gerekmektedir.
Bu bağlamda, Türkiye MSP sürecinde üretilen hedef, strateji ve eylemler
kentsel dönüşümün sağlıklı kentsel çevreler oluşturması amacıyla etkin bir araç
olarak geliştirilmiştir. Özellikle aktif fay kuşaklarında yer alan kentlerimizde,
1999 depreminden sonra geleneksel plan anlayışlarının yeterli olmadığının
görülmesi ve plansız kentleşmeye alternatifli bir çözüm olarak ortaya çıkan
kentsel dönüşümün operasyonel altlığına dönük olan ihtiyaçları Türkiye
MSP sürecinde irdelenmiş ve bu kapsamda alt ölçek planları yönlendirecek
çerçeveye ulaşılmıştır. Türkiye MSP’nin ülkemizdeki planlama hiyerarşisi
içerisindeki konumuna bağlı olarak, diğer üst ölçek planlardan başlayarak
alt ölçek planlara yansıyan etkileri, kentsel dönüşüm uygulamalarının ihtiyacı
olan bütüncül ve kapsayıcı yaklaşımı desteklemektedir. Kentsel dönüşümün
sistematik bir şekilde ele alınmasına yönelik olan ihtiyacı da gidermek adına,
14 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi