Page 313 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 3
P. 313

Orhan Topal


            %22’si de bazı katkı maddelerin eklediği motorin ya da biyodizel, %10,5’da ise
            CNG kullanıldığı belirtilmektedir. Bu çalışmaya esas elektrikli otobüsler için ise
                              1
            toplam filoların %18   ‘ine karşılık geldiği ifade edilmiştir (Saeidizand, 2019).
               Toplu  ulaşım  işletmelerinde  (otobüsler  için)  geleneksel  tedarik  /  ihale
            süreçlerinde, elektrikli otobüs konseptlerine olan yönelim, farklı iş modellerine
            dair arayışları gündeme getirmektedir. Öyle ki şehir içi toplu ulaşım sistemlerinde
            kullanılan  elektrikli  otobüsler,  aynı  evsaftaki  yaygın  olarak  kullanılan  dizel
            otobüslere  göre  ilk  alım  maliyetleri  baz  alındığında,  %100-150  oranında
                                                                                2
            daha fazla maliyete sahiptir (Topal, 2018). Elektrikli araçların yaygınlaşmasına
            engel teşkil eden hususların başında gelen bu durum, özellikle kamu nezdinde
            yürütülen  alımlar  için  karar  vericileri  elektrikli  otobüs  tedariki  için  olumsuz
            etkilemektedir.  Türkiye’de  mevcut  yürüklükte  bulunan  yasalar  çerçevesinde,
            kamu toplu ulaşım sistemlerinde elektrikli otobüs alımlarına dair herhangi bir
            teşvik ya da destek mekanizması da bulunmamaktadır (Öner, 2020).
               Lastik  tekerlekli  toplu  ulaşım  hizmetleri,  Türkiye  özelinde  kamu  ve  özel
            teşebbüsler  tarafından  yürütülmektedir.  Bu  manada,  kullanılan  otobüslerin
            tedariki  için  özel  teşebbüsler  çoğunlukla  bireysel  tedarik  sağlarken,  kamu
            otorite/işletmeleri  ise  geleneksel  kamu  ihale  alım  yöntemlerini  tercih
            etmektedir.  Geleneksel  yaklaşımlarda  ağırlıklı  olarak  otobüslerin  ilk  alım
            maliyetini esas alınmakta ve kamu öz kaynakları kullanılmaktadır. Toplu ulaşım
            işletmeleri için otobüslerin tedarik maliyetleri yansıra operasyonel işletmeye
            dair  şoför,  akaryakıt  ve  bakım  &  onarım  giderleri  önemli  maliyet  kalemleri
            arasında yer almaktadır. Öyle ki İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İETT Genel
            Müdürlüğü nezdinde ortalama 66.000 km/ay-araç performans göstergesi için
            şoför maliyeti diğer sabit maliyetlerin yaklaşık %51 ‘ine, akaryakıt ve bakım &
            onarım maliyeti ise toplam maliyetlerin %66 ‘sına karşılık gelmektedir (Cora ve
            ark., 2021) (İBB, 2020).
               Toplu  ulaşım  sistemlerinde  geleneksel  alım  yöntemlerinden  farklı  olarak
            2012 yılında Türkiye’de ve dünyada ilk defa İETT Genel Müdürlüğü nezdinde
            gerçekleştirilen,  uzun  dönemli  ve  otobüslerin  bakım  &  onarım  süreçlerinin
            de  dahil  edildiği,  5  yıllık  garantili  otobüs  alım  yöntemi,  standart  kamu
            tedarik  yöntemlerinden  farklılaşarak,  mal  ve  hizmet  alımlarının  bir  arada
            gerçekleştirilmesi  esasına  dayanmaktadır  (İETT,  2013).  Söz  konusu  model
            halen diğer kamu kurum ve kuruluşları için de rol model teşkil etmektedir.
               Diğer taraftan 2016 yılında Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren
            Kamu İhale Kanununda gidilen yönetmelik değişikliğine (6 adet) göre; 4734
            sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındaki ihalelerde yalnızca Türk lirası üzerinden

            1 %6,3 bataryalı elektrikli otobüs, %8,7 hibrid otobüs, %3 troleybüslerden meydana gelmektedir.
            2  Gerçekleştirilen  kamu  ihaleleri  esas  alınmış;  marka/model,  ihale  kapsamında  dahil  edilen
            bakım&onarım ve şarj konseptine göre bu oran değişmektedir.



            298 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi
   308   309   310   311   312   313   314   315   316   317   318