Page 258 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 3
P. 258
Çevresel Sürdürülebilirlik ve Ulaşım Aracı Olarak Bisiklet:
İyi Uygulama Örnekleri
alındığında, özellikle doğal yaşam alanları ve çevre üzerindeki olumsuz etkileri
azaltmanın yollarının araştırılması için sürdürülebilirlik ve ulaşım sektörünün
birlikte değerlendirilmesine ihtiyaç olduğu rahatlıkla ifade edilebilir.
Kentsel ulaşımda bisiklet kullanımı, toplu taşıma odaklı kalkınma, yeşil
ulaşım ve yakıt verimli ulaşım sistemlerinin bir parçası olan sürdürülebilir
hareketlilik türüdür. Sürdürülebilir kalkınma ve kentsel ulaşımın ilişkisine
işaret eden bisikletli ulaşım sürdürülebilir kentsel hareketliliğin sağlanması
ve sürdürülebilirliğin çevre, toplum ve ekonomiyi içeren üç bileşeni üzerinde
olumlu etkilere sahiptir (Schafer, 1998). Sürdürülebilir ulaşım kavramı, aynı
zamanda, taşıma kapasitesi, ulaşım ve güvenlik ihtiyaçlarını erişilebilirlik,
çevresel kalite ve mahalle yaşanabilirliği ihtiyaçları ile dengeleyen; sosyal ve
çevresel maliyetleri en aza indirmeyi hedefleyen ulaşım hizmetleri olarak da
tanımlanabilir. (Jordan ve Thomas, 1997). Diğer bir tanım olarak, sürdürülebilir
kentsel ulaşım sistemi, emisyonları ve atıkları alanın absorbe etme kabiliyeti
dahilinde sınırlandırmayı amaçlar, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına
ve arazi kullanımının en aza inmesine katkı sağlar. Bu şekilde insanlar için eşit
ve adaletli bir ulaşım sistemi sağlanarak sağlıklı bir yaşam elde edilmesine
yardımcı olan sürdürülebilir ulaşım sistemleri, yaşam kalitesinin artmasına katkı
sağlarken finansal olarak ödenebilir, maksimum verimlilikte çalışan ve canlı bir
ekonomiyi destekler (Duncan ve Hartman, 1996).
Ulaşımda sürdürülebilirlik konusu Türkiye bağlamında özellikle kontrolsüz
kentsel yayılma ve araç bağımlılığı ile ilişkilendirilebilir. Türkiye’de kentlerin
makroformundaki plansız ve kontrolsüz gelişme sonucunda kentsel yayılmayla
birlikte gidilecek mesafeler uzadığından dolayı özel araç kullanımı artmakta;
bu durum hava kirliliği yaratırken bunun yanında küresel ısınmaya yol açan
emisyonları arttırmaktadır. Bu durum da kentin ekolojik yönden kırılganlığını
arttırarak dirençliliğini olumsuz etkilemektedir. Sonuç olarak, özellikle kentsel
ulaşımla ilgili güncel sürdürülebilirlik tartışmalarında ana problem tanımı, neyi
sürdürmek istediğimizi belirlemeden önce; daha doğru bir ifadeyle, artık neyi
sürdüremeyeceğimiz üzerinedir.
2. Sürdürülemez Kentsel Ulaşım
1960’ların sonlarında politika yapıcılar yollar ve araç park yerleri oluşturarak
trafik için daha fazla alan yaratmak amacıyla merkezdeki kentsel alanları
yeniden inşa etme eğilimindeydiler. 1970’lerin başında, birçok batılı ülke, aşırı
otomobil kullanımının kentler ve insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini
fark etmiş ve otomobiller ve diğer karayolu taşıtları için araç kilometresi başına
kirletici emisyonlarını ve yarattıkları gürültü kirliliğini dikkate alarak azaltmak
için düzenlemeler hazırlamışlardır (Wee, 2007). Ancak 1970’ler sonrasında
otomobil kullanımı dünyada önemli ölçüde artmıştır. 1970 ve 1990 yılları
Yıl 2 / Sayı 3 / Ocak 2023 243