Page 257 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 3
P. 257

Cihan Erçetin


            sağlayanlardan biri ulaşım sektörü olarak öne çıkmaktadır (Low, 2003). Çevre için
            daha sürdürülebilir adımların atılmasına yönelik politika değişiklikleri, birçok
            ulusal ve uluslar üstü politika belgesinde yer alan sürdürülebilir ve temiz ulaşım
            hedeflerini benimseyerek dünyanın çeşitli yerlerinde uygulanmaktadır. Çevre
            üzerindeki olumsuz etkileri en aza indiren daha sürdürülebilir bir kalkınmanın
            benimsenmesi gerekliliği, birçok ülke tarafından evrensel olarak kabul edilen
            hedefler  haline  gelmektedir  (Babalık-Sutcliffe,  2009).  Sürdürülebilir  ulaşım
            vurgusunu içeren politika belgelerinden öne çıkanlar 1987 yılında yayınlanan
            Brundtland Raporu (United Nations, 1987), 1992 yılında Rio de Janeiro’daki
            BM Çevre ve Kalkınma Konferansı (Earth Summit, 1992), 1998 yılındaki Kyoto
            Protokolü’dür (Kyoto Protocol, 1998). Kentsel ulaşım açısından bakıldığında,
            1996’da  OECD  Sürdürülebilir  Ulaşım  Konferansı  (OECD,  1996)  ve  aynı  yıl
            İstanbul’da  Habitat  II  toplantısı,  kentsel  planlama  odaklı  sürdürülebilirlik
            tartışmalarını  gündeme  getirmiştir.  2001  Habitat  Belgesi’ne  göre  (UNCHS
            [Habitat],  2001)  kentsel  ulaşım  sürdürülebilir  insan  yerleşimlerinin  gelişimi
            üzerindeki  önemli  bir  role  sahiptir  ve  bu  belge  sürdürülebilirlik  hedeflerine
            ulaşmak  için  ulaşım  sektörünün  önemini  vurgulamaktadır.  Ek  olarak,  Dünya
            Bankası Kentsel Ulaşım Stratejisi (World Bank, 2002) ulaşımın kentsel gelişim,
            çevre  ve  yoksulluğun  azaltılması  üzerindeki  etkilerini,  motorsuz  ulaşımın
            önemini, toplu ulaşımın önemini ve bununla birlikte hızlı toplu taşıma, talep
            yönetimi, trafik yönetimi ve fiyatlandırma yöntemlerini içeren kentsel ulaşım
            planlaması için bir çerçevenin vurgulanmasına yardımcı olmuştur. AB Ulaştırma
            Beyaz Kitabı da (European Union, 2001) temiz kentsel ulaşım türlerinin olumlu
            etkilerini içeren daha dengeli bir ulaşım sisteminin oluşturulması gerekliliğine
            odaklanmaktadır (Babalık-Sutcliffe, 2009).
               Avrupa  Birliği  ulaştırma  politikaları  çerçevesinde  sürdürülebilir  ulaşım
            kavramına  ağırlık  verilmesinin  temel  nedeni,  Avrupa’da  son  30  yılda  yolcu
            ve yük taşımacılığında yaşanan büyük artış ve bu artıştan kaynaklanan trafik
            sıkışıklığı,  hava  kirliliği  ve  trafik  kazalarıdır.  Daha  da  önemlisi,  son  30  yılda
            hem yolcu hem de yük taşımacılığında en çok tercih edilen ulaşım ve taşıma
            türleri,  zararlı  çevresel  etkilerin  çoğunu  oluşturanlar  olmuştur.  1970  yılından
            itibaren  yolcu  trafiğinde  en  çok  kullanılan  ulaşım  şekli  otomobil  olmakla
            birlikte; o yıllarda trafik artışının öncelikle özel araç kullanımında, ikincisi ise
            hava yolcu taşımacılığında olduğu gözlenmiştir.  Bahsedilen bu iki ulaşım türü
            çevreyi en çok kirletici olanlardır. 2020 yılı itibarıyla sera gazı emisyonlarının
            sektörlere göre dağılımı incelendiğinde, ulaşım kaynaklı emisyonların toplam
            emisyonların  %16.2’sini  oluşturduğu;  %11.9’unun  ise  direkt  olarak  karayolu
            ulaşımından kaynaklandığı görülmektedir (Our World in Data, 2020). Bu durum
            özellikle özel araç kullanımının dikkate değer bir küresel enerji tüketicisi olduğu
            anlamına gelmektedir (World Energy Council, 2007). Kentlerde sürdürülebilir
            kalkınmanın  geleceğine  etki  eden  unsurlara  ulaşımın  katkısı  göz  önüne



            242 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi
   252   253   254   255   256   257   258   259   260   261   262