Page 105 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 3
P. 105

Mustafa Yücel, Evrim Kalkan Tezcan, vd.


            bütçelerinin güncellenip besin yükü ve oksijen alışverişlerinin belirlenmesi ve
            model  öngörülerini  iyileştirecek  şekilde  tasarlanan  yeni  saha  çalışmalarının
            yapılması ile mevcut öngörü kapasitesinin daha da artacağı öngörülmektedir.

               MARMOD FAZ II İlk Bulgular ve Müsilaj Olayı

               2021  yılı  bahar  döneminde  Marmara  Denizi  yüzeyinde  yoğun  sümüksü
            birikimler ortaya çıkmıştır. Yapılan ilk incelemelerde organik kökenli olduğu
            anlaşılan bu birikimler Marmara Denizi’nin büyük bölümünü kaplayacak şekilde
            yayılmış, özellikle kıyısal alanlarda insanları şaşırtacak derecede yoğunlaşmıştır
            (Yücel ve diğ., 2021: 268).
               Deniz salyası ya da bilimsel adıyla ‘müsilaj’ denizlerimizde artan deniz suyu
            sıcaklıkları  ve  insan  kaynaklı  baskılar  (evsel  ve  sanayii  kaynaklı  atıklar,  arıtım
            seviyelerindeki  yetersizlikler,  aşırı  balıkçılık  vs.)  ile  tetiklendiği  düşünülen
            organik  bir  oluşum  olarak  bilinmektedir  (Yücel  ve  diğ.,  2021:  268).  Sümüksü
            yapısı  dolayısıyla  özellikle  deniz  tabanında  yaşayan  canlılar  olmak  üzere  tüm
            ekosistemi olumsuz etkilemektedir. Dengenin bozulmasının daha büyük ekolojik
            bozulmalara (dip sularında oksijen tükenmesi, canlıların toplu ölümleri gibi) yol
            açabileceği  öngörülmektedir  (Yücel  ve  diğ.,  2021:  268).  Marmara  Denizi’nde
            müsilaj olayı 2007 yılında ilk kez raporlanmıştır (Tüfekçi ve diğ., 2010: 11).
               Haziran  2021’de  ODTÜ-Deniz  Bilimleri  Enstitüsü’ne  ait  olan  R/V  Bilim-2
            MARMOD FAZ II projesi kapsamında ilk planlı seferini gerçekleştirmek üzere
            Marmara Denizi’ne gitmiştir. Ancak neredeyse tüm Marmara’ya yayılan müsilajı
            ve  etkilerini  yerinde  gözlemleyip  anlamak,  su  kolonu  içindeki  dağılımını
            araştırmak için T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile koordineli
            olarak yaklaşık bir ay süresince R/V Bilim-2 gemisi ile Marmara’da araştırmalara
            devam edilmiştir (ODTÜ-DBE, ÇŞİB, 2021: 103).
               2021 yılında R/V Bilim-2 ile gerçekleştirilen araştırma seferlerinde (Haziran,
            Temmuz ve Eylül aylarında), müsilaj olayının ortaya çıkışı, yayılımı ve ortadan
            kalkması  denizel  parametreler  ile  takip  edilmiştir.  2021  yılı  müsilaj  olayının
            çıkış  nedenlerinin  anlaşılmasına  yönelik  gerçekleştirilen  araştırma  seferinde
            hem sensör verileri ile varlığını belli eden hem de ağ örneklemeleri ile yoğun
            biçimde  tespit  edilen,  özellikle  10-25m  derinliklerde  sıkıştığı  gözlemlenen
            müsilaj tabakaları Eylül (2021) ayında gözlenmemiştir. Derin su örneklerinde
            ve 20-50m arası çeşitli yüzey ve sediman örneklerinde de herhangi bir müsilaj
            oluşumuna rastlanmamıştır. Ayrıca, Çanakkale Boğazı ve Ege Denizi çıkışından
            da örneklemeler yapılmış ve müsilaj oluşumuna rastlanmamıştır (ODTÜ-DBE,
            ÇŞİB, 2021: 103).
               İlk analizlere göre, daha da önce yüzey tabakada sıkıştığı gözlemlenen müsilajın
            bir bölümü bu tabakada aktif olan batı yönlü Karadeniz kökenli akıntı ile Çanakkale
            Boğazı’ndan çıkış yapmış, ancak ara tabakada bir kısmı kalmıştır. Burada oksijenli



             90  Çevre, Şehir ve İklim Dergisi
   100   101   102   103   104   105   106   107   108   109   110