Page 28 - Çevre, Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 1
P. 28

İklim Değişikliği ve Türkiye


               Misal olarak Norveç’i ele alırsak aşırı maruziyet özel ve kamu sektörlerine
            ait  tren  seferinde  gecikmeler  ve  iptaller,  yolda  rota  değişiklikleri  ve  diğer
            faaliyetlerdeki kesintiler yüzünden ulaşım maliyetleri artırabilir.


               Enerji Arz ve Talebi

               İklim değişikliği ile hava sıcaklığının enerji sistemleri üzerinde doğrudan
            etkisi vardır ve enerji talebi kısmen hava şartlarıyla belirlenir. İklim değişim ve
            değişkenliği etkileri enerji tüketimi davranışını da etkilemektedir. Maruziyet
            bölgeleri  arasında  “oldukça  soğuk"  ve  "oldukça  sıcak"  iklime  sahip  olan
            yerler gelmektedir ve bu bölgelerin mevsimlere göre değişiklik göstermeleri
            beklenmektedir. Sera gazı salımının azaltılması politikalarının enerji talebi ile
            enerji arzı ve yakıt karışımını etkilemesi beklenmektedir. Bu gazların havanın
            daha fazla ısınması yönünde etkili olduğu düşünülürse iklim değişikliğinin
            buharlaşma  oranını  yükseltmesi  beklenmektedir.  İlave  olarak  genelde
            toplumun  su  tüketimi  daha  yüksek  hava  sıcaklıklarıyla  birlikte  artacak  ve
            yerleşim  yerlerinde  daha  fazla  su  ihtiyacı  doğacaktır.  Bu  değişiklikler  bir
            araya geldiğinde her ne kadar bazı bölgelerde yağış ve nemdeki artışı bir
            ölçüde dengeleyebilirse de su transferi için daha yüksek bir enerji talebine
            yol açacaktır.
               En fazla etkilenmesi muhtemel yenilenebilir enerji kaynağının hidroelektrik
            enerji sektörü olacağı belirlenmektedir. Zira yağış miktarı, yağışın akışa geçmesi
            ve bunun zamanı (özellikle kar erimelerinde) iklim değişikliğine bağlıdır. Azalan
            akarsu  akışlarının  da  bazı  bölgelerde  hidroelektrik  enerji  üretimini  sıkıntıya
            sokması  beklenebilir.  Buna  karşın  zamanlamasına  bağlı  olarak  daha  fazla
            nehir akışı hidroelektrik üretimine yardım edebilir. Hatta burada hidroelektrik
            enerji  santrallerini  tam  kapasiteden  daha  az  bir  kapasite  ile  çalıştırmak,
            böylelikle  barajların  daha  büyük  ve  daha  sık  zirve  akışları  özümsemesini  ve
            nehrin aşağı kısımlarında seli önlemesini sağlamak gerekli olabilir. Bütün bu
            durumlar Türkiye Cumhuriyeti için yakın ve orta vadede etkilerini göstermeye
            başlayabilecektir.
               Mevcut  rüzgâr  enerjisi  üretim  bölgelerinde  rüzgâr  hızları  ve  yönleri  ile
            enerji  üretimi  üzerindeki  iklim  değişikliğinin  potansiyel  etkileri  ülkemiz  için
            araştırılmalıdır. Her ne kadar büyük oranda belirsizlik var ise de orta ve uzun
            vadeli iklim değişikliğinin yeni rüzgâr enerjisi üretim bölgelerinin seçiminde
            dikkate alınması gerekir.
               Konu ile ilgili araştırmalar, iklim değişikliğinin, yağış değişikliklerine bağlı
            olarak  değişen  biyokütle  enerjisi  potansiyeli  ve  ağır  hava  şartlarının  rüzgâr
            enerjisi istasyonları, elektrik enerjisi başta olmak üzere tüm enerji nakil/dağıtım
            şebekeleri, petrol ürünleri depolama tesisleri ve açık denizde petrol üretimi
            üzerindeki etkilerini içermelidir.



                                                                   Yıl 1 / Sayı 1 / Ocak 2022  13
   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33