Page 24 - Çevre, Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 1
P. 24
İklim Değişikliği ve Türkiye
kullanımını azaltmaya yönelik girişimlerde bulunulmuştur. Doğal kaynaklardan
su çekmenin ve tüketmenin sıklaşması iklim değişikliğinin de tetiklemesi ile
çevresel etkilerine önem verilmelidir. Bugün iklim değişikliğinin de katkıları
ile sosyal kullanım (içme, kullanma, tarım, vb.) su kaynaklarının korunması,
tasarruflu kullanılması ve daha iyi yönetilmesi konuları gittikçe önemini
artırmaktadır. Sadece iklim değişikliği sebebi ile değil ortaya çıkan yerel ve
uluslararası göçler ve nüfus artışlarına bağlı gelecekteki su talepleri konusunda
büyük ölçüde belirsizlik hâkimdir. Buna rağmen, her sektörde yaşanan ihtiyaç
sıkıntıları gelecekte büyüyerek devam edecek gibi görünmektedir. Bazı ülkelerin
kalkınma sürecinde su kaynakları sınırlandırıcı bir etken haline gelebilecek, bu
sürede dünya tatlı su için daha da artan ve birbiriyle çatışan taleplerin sıklaştığı
bir ortama girerek su kaynaklarının yönetimi konusu önemi gittikçe artan
daha karmaşık bir hale gelebilecektir. Su kaynakları yönetim sürecinin ana
hedefi; tatlı su kaynaklarından elde edilecek uzun vadeli ekonomik ve sosyal
faydaların üst düzeye çıkarılması, aynı zamanda ekosistem süreçleri ile ve canlı
çeşitliliğinin korunması konularına ayrıcalıklı önem verilmesidir.
Gün geçtikçe artan insan ihtiyaçlarının karşılanması için yerel su kaynakları
(yüzey ve yüzey altı) yetersiz kalınca, yerleşim bölgelerine sulak yerlerden suyun
önce biriktirilerek nakli sorunları önem kazanacaktır. Bunun için öncelikle bent,
bağlama, baraj ve yeraltı barajları tesis edilerek buralardan pompa, kuyu,
borular, kanallar ve tankerler vasıtası ile suyun kullanım yerlerine taşınması
önem kazanır. Bütün bu faaliyetler öncesinde su miktarının korunması
doğrultusunda yapılan faaliyetlerin 21. yüzyılın başında küresel ısınma ve iklim
değişikliği sebepleri ile bazı eksiklik ve yetersizliklerin olduğu anlaşılmaktadır.
Geniş alanlarda yapılan büyük yapılaşma projelerin artması faydalı olan
sulak, ormanlık ve tarıma elverişli alanların azalması, fosil yakıtların tüketilmesi
ile atmosferin alt tabakası olan troposferin kirletilmesi sonucunda ortaya çıkan
iklim değişikliği ile zaten sınırlı olan su ve arazi kaynakları konum ve zamanla
gittikçe azalmaktadır. Son zamanlarda dünyanın birçok yerinde konuya duyarlı
kişi ve kuruluşlar bu gidişi en azından durdurarak kontrol altına almak için çeşitli
girişimlerini hükümet ve uluslararası kuruluşlar aracılığı ile yapmaya büyük
çaba göstermektedir. Ülkemizde bu konuda en duyarlı bakanlıklar arasında
öncelikle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı gelmektedir.
İnsanlık medeniyetleri boyunca uğraşılan en önemli konular arasında yakın
su kaynaklarını kontrol altına alarak aileler ve toplum için sosyal adaletli biçimde
kullanılması, gelmiştir. Su sorunları arasında insanların taşkınlardan korunmak
ve kuraklıkların etkisini en aza indirmek için çareler aradığı bilinmektedir.
Mesela, tarıma elverişli alanların sular altında kalmaması için hendek ve sedde
şeklinde ilk su mühendisliği yapıları diyebileceğimiz yapılara rastlanılmaktadır.
Yıl 1 / Sayı 1 / Ocak 2022 9