Page 21 - Çevre, Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 1
P. 21
Zekâi Şen
Bu durum, Türkiye iklim bölgelerini yakından etkileyerek güney bölgelerimizin
daha kurak hale gelmesine sebep olabilecektir. Bunun bütün olarak özellikle
yaz aylarındaki etkisi Arap Yarımadası'nın devamı olarak Suriye kurak alanlarının
Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu ve Ege bölgeleri ile zaman zaman
birleşerek daha yaygın ve etkin bir hale gelmesine de sebep olabilecektir.
Eskiden (yaklaşık 25-30 sene önce) hidrolojik ve meteorolojik açıdan yapılan
kayıtların gelecekte de aynı ortalama davranışları göstereceği kabul edilerek
su tasarımlarının yapılması yoluna gidilirdi. Bugün insan kaynaklı etkilerin işin
içine girmesi ile artık geçmiş verilerin geleceği olduğu gibi temsil edemeyeceği
sonucuna varılmıştır. Artık geçmiş geleceğin aynası değildir. Başka bir ifade
ile geçmişteki hidrometeorolojik olayların (yağış, taşkın, kuraklık, yeraltı suyu
beslenmesi vb.) davranış biçimlerini temsil eden parametreler gelecekteki
hidrometeorolojik olayların davranış biçimlerini temsil edemeyecektir. Bunun
böyle olduğu son yıllarda sıcaklık kayıtlarında ortaya çıkan artış gidişleri
(trendler) ile yağış ve akış kayıtlarında görülen özellikle artan ve bazen de
azalan gidiş bileşenlerinin somut olarak gözlemlenmesidir (Şen, 2017).
Burada doğal iklim değişikliğine ilave olarak yapay iklim değişkenliğinden
(insan kaynaklı faaliyetler) de söz edilecektir. Zira yapay iklim değişkenliğinin
kuraklık süre, büyüklük ve şiddetlerine tesiri vardır. Kuraklığın yağışa bağlı
türlerinden birincisi sürekli kuraklık (çöl, kurak ve yarı-kurak bölgelerde), ikincisi
mevsimlik kuraklık (astronomik etkiler), üçüncüsü düzgün olan kuraklık (doğal
etkiler veya iklim değişikliği), dördüncüsü ve en belirsiz ve zararlı olanı düzgün
olmayan (rastgele) kuraklıktır.
İklim değişikliği IPCC (2001, 2007, 2013) raporlarında iklim değişikliği
konusunda yayınlanmış binlerce bilimsel eseri dünyaca uzman kişilerin
süzgecinden geçirerek iklim değişikliğinin etkileri, uyum (adaptasyon) ve maruz
kalma stratejilerini tatlı su kaynakları açısından belirlemiştir (Kundzewica vd.
2007). Sıcaklık, buharlaşma ve tartışmalı olan yağış değişimlerine göre yüzey
akışı ve yeraltı suyu beslenmelerinde ortaya çıkabilecek değişimlerin dağılımları
belirlenmiştir (Chiew, 2006). Hidrolojik süreçlere iklim değişikliğinin bazı etkileri
belirlenerek geleceğe yönelik öngörmeler de yapılmıştır (Rozenzweig vd. 2007).
Bu değişimler bölgesel ve mevsimlik olabilmektedir. Şekil 2 su bağlantılı iklim
değişikliğine maruz kalabilecek hedef bölgelerin gelecek yıllardaki durumunu
göstermektedir. Bu şekil çeşitli iklim değişikliği senaryolarından elde edilmiş
sonuçların ortalamaları esas alınarak hazırlanmıştır (Nohara vd. 2006).
6 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi