Page 17 - Çevre, Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 1
P. 17

Zekâi Şen


               Giriş


               Yeryüzünde  insanın  var  olabilmesi  için  iklimin  uygun  ve  su  kaynaklarının
            yeterli olması gerekir. Özellikle atmosferde, canlıların hayatlarını sürdürebilmesi
            için  değişik  kimyasal  bileşenlerin  belli  oranlarda  bulunması  gerekir.  İklimin
            en  önemli  kimyasal  bileşenlere  sahip  olan  atmosferin  bu  tabakasındaki
            hareketliliğin  nedeni  ise  güneş  ışınımı  enerjisidir.  Özellikle  atmosferin
            ortalama kalınlığı 10 km kadar olan alt tabakasındaki (troposferdeki) su buharı
            (nemlilik), karbondioksit (CO ) ve metan (CH ) gazlarının çok düşük yüzdelerde
                                     2             4
            bulunmasına karşılık, canlıların hayatında en etkin rolü bu tabaka oynamaktadır.
            İşte atmosferin bu alt tabakasının değişik insan faaliyetleri sonucu ortaya çıkan
            kirletici salınımları (emisyon) zaman içinde dengeli bir biçimde hazmetmesi
            gerekir. Bir dengesizliğin baş göstermeye başlaması ile çevre ve doğayı rahatsız
            edici etkiler ortaya çıkabilmektedir. Böylece sadece troposfer değil, içindeki
            canlılar ile hayatın en elzem maddesi olan su kaynaklarında bazı bölgelerde
            miktar olarak gereğinden fazla azalma (kuraklık) veya çoğalma (taşkın) ve su
            kalitesinde değişme gibi istenmeyen etkiler ortaya çıkabilir.
               Atmosfer kimyasının zaman zaman farklılaşması sonucunda iklim değişikliği
            yerkürenin  yaklaşık  4.5  milyar  senelik  tarihi  boyunca  ortaya  çıkagelmiştir.
            Bunun  en  önemli  belgeleri  bir  arazi  gezisi  ve  çalışması  ile  jeoloji,  yüzey
            şekilleri (jeomorfoloji), coğrafya ve iklimle ilgili durumların gözden geçirilmesi
            ile  anlaşılabilmektedir.  Milyonlarca  sene  önceki  doğal  iklim  değişiklikleri
            sonucunda  bugün  insanların  ihtiyacı  olan  temiz  hava,  tatlı  su  kaynakları,
            petrol, kömür yatakları ile yeraltı ve yer üstü servetleri ortaya çıkmıştır. Dünya
            bugüne kadar 4.5 milyar senelik ömrü boyunca hiç iklim değişikliğine maruz
            kalmasaydı her şey ilk yaratıldığı biçimde ve miktarda kalacak ve yeryüzünde
            hayatın  sürdürülebilmesi  belki  de  mümkün  olamayacaktı.  Kur’an-ı  Kerim'de
            Allah  insanların  hayatlarını  sürdürebilmeleri  için  kâinatın  hazırlandığını  ve
            doğal olan her şeyin belirli elastik sınırlar içinde kalmak üzere denge halinde
            varlığa sunulduğunu açıklamıştır. Bu sınırlar kırılgan yani kesin olsaydı dünyada
            yaşamak mümkün olmazdı. İşte bu elastik sınırlar bir doğal denge içinde her
            şeyin değişimine ve gelişmesine müsaade etmektedir. Petrol kaynakları aslında
            geçmişteki doğal iklim değişikliğinin bugün için var olan kalıntılarından başka
            bir şey değildir. Petrol yataklarının var olduğu çöl bölgeleri milyon yıllar öncesi
            jeolojik  zaman  dilimlerinde  orman  ve  yeşillik  mıntıkalarının  olduğu  bugün
            bilimsel çalışmalar sonucu anlaşılmıştır. Ortaya çıkan doğal iklim değişiklikleri
            sonucunda insanoğlu, hayatını devam ettirebilmek için su kaynaklarının kolay
            ve bol bulunduğu yörelere doğru göç etmiştir.
               Bugünkü insan faaliyetlerinin sebep olduğu iklim değişikliğinin ilk olarak su
            kaynaklarını etkileyeceği kabul görmektedir. Bundan yaklaşık 8-10 bin sene önce
            dünyamızın birçok yeri buzullarla kaplı ve insanoğlu ren geyiklerini avlayarak et



             2  Çevre, Şehir ve İklim Dergisi
   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22