Page 30 - Çevre, Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 1
P. 30
İklim Değişikliği ve Türkiye
ülkeler arasında gösterilmektedir (IPCC, 2007). Ancak yaptığımız araştırmalara
dayanarak bunun böyle olmadığı ve ulusal bir iklim değişikliği çalışması ile
Türkiye’nin iklim değişikliğine karşı değişik coğrafi bölgelerinin davranış
biçimleri ortaya konularak buna göre gelecek öngörülerinin yapılması gerektiği
sonucuna varılmıştır.
Son yıllarda Türkiye ormanlarında artış kaydeden toplu ağaç kurumaları ve
zararlı böcek salgınları vb. afetlerin başlıca sebepleri kuraklık, hava kirliliği ve
asit yağmurları olduğuna dair kuvvetli bulgulara rastlanmıştır (MGM, 2014).
Yalnız 1993-1994 yılları arasında yaklaşık 2 milyon m³ ağaç böcek yıkımı
sebebi ile yok olmuştur. Bunun yanı sıra tahminen 1970'li yıllardan başlayarak
Akdeniz Havzası'nda etkili olan normalden daha kurak koşullara bağlı olarak
Ege ve Akdeniz bölgelerinde kitlesel boyutlarda olmasa da gözle görülür
ağaç kurumaları gözlenmektedir. Ayrıca ağaçların zayıf düşmesi, ormanların
fırtına, kar, çığ ve benzeri meteorolojik afet etkilerine karşı direncini de
düşürmektedir. Bunun sonucunda ağaçlarda devrik ve kırık miktarı artmaktadır.
Bu da ormanı diğer zararlılara karşı dayanıksız hale getirmektedir. Bu olumsuz
etkiler ormanlarımızın biyolojik çeşitliliğini, gen depolarını ve karbon tutma
kapasitelerini olumsuz yönde etkilemektedir. Ormanlarımız üzerine olabilecek
iklim değişikliği etkilerinin de ayrıntılı olarak incelenmesi gereklidir. Bu
doğrultuda Orman Genel Müdürlüğü tarafından şimdiye kadar yapılmış iklim
değişikliği etkileri içerikli çalışmalarının 2050 yılına kadar gerekli bilimsel
öngörülerinin de en azından yapılarak güncellenmesi tavsiye edilir.
Yeraltı Suyu
Kuraklık sürelerinde yeraltı suları çokça aranır. Yeraltı suyu ve iklim birçok
yönden bağlantılıdır. Yeraltı suyu sistemleri iklim şartlarındaki değişkenliğe
yer üstü suyu sistemlerine kıyasla daha yavaş tepki vermektedir. İklim ve
yeraltı suyu sistemleri arasındaki bağlantı, iklim değişikliği ve değişkenliği
araştırmalarının bir parçası olarak daha yüksek bir ilgi görmelidir. Azalan yeraltı
suyu seviyeleri (Türkiye’de özellikle İç Anadolu bölgesinde) azalış gidişleri
(trendleri) artan kuraklık gidişleri ile (iklim değişimiyle) yakından ilgili olduğu
kolayca tahmin edilebilir.
İklim değişikliğinin sonucu olarak dünyadaki birçok yeraltı suyu depolarının
(akiferlerinin) ilkbahar beslenmeleri aşağı yukarı aynı oranda kışa doğru
kaymaktadır. Yaz beslenmeleri ise aşırı azalmaktadır. İklim değişikliği yeraltı
su kaynaklarının hem niceliği hem de niteliği üzerinde etkiye sahiptir. İklim
değişikliğinin yeraltı suyunun niceliği üzerindeki dolaylı etkileri, iklimin
başlattığı yeraltı suyu çekimi ve kullanımı değişikliklerinden kaynaklanmaktadır.
İklim değişikliği bitkileşme değişikliklerine yol açarak yeraltı suyu beslenmesini
Yıl 1 / Sayı 1 / Ocak 2022 15