Page 32 - Çevre, Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 1
P. 32

İklim Değişikliği ve Türkiye


            yapılarının  iklim  değişikliğine  uyum  sağlayacak  şekilde  boyutlandırılması,
            yönetim  esnekliğini  artırma  eğilimi  gütmekte  ise  de  bu  uyum  seçenekleri
            sosyal ve çevresel bedeller üretmektedir.
               Mevcut alt yapı imkânlarının gelecekteki iklimlerle daha iyi başa çıkacak
            şekilde güncelleştirilmesi yeni yapılar inşa etmeye nazaran daha fazla tercih
            edilmektedir. Tasarım kararlarının temelde ortalama şartlardaki değişikliklerden
            çok aşırı maruziyete odaklanmasında yarar vardır.
               Zayıf  ve  yetersiz  su  alt  yapısı  ve  yönetimi  yüzünden  yerel  su  kaynakları
            ve  buna  bağlı  olarak  ekosistemlerde  kötüleşmeler  görülebilir.  Bu  durumun
            iyileştirilmesi kamu kurumları ile yerel ve belediyelerdeki idarecilerin iş birliği
            ile  çözülebilir  ve  daha  da  iyileştirilebilir.  Gelişmiş  ülkeler  bile  çok  önceden
            döşenmiş olan su dağıtım şebekelerinin eskimesi ve yenilemenin yapılmaması
            dolayısı  ile  iklim  değişikliği  etkisi  altındadır.  Her  bir  ülke  kendi  konumu  ve
            durumu ile ilgili şartları göz önünde tutarak çözüm üretmeye ve mücadeleye
            devam  etmelidir.  Bu  sebeple  su  alt  yapılarının  iyileştirilmesi  için  gerekli
            yatırımların  yerinde  ve  zamanında  yapılması  tavsiye  edilir.  Burada  sadece
            malzeme bakımından değil belki daha da önemli olarak gerekli kurum, bilgi
            ve  hizmet  işlerinin  de  eşgüdümlü  olarak  devreye  sokulmasında  çok  yarar
            vardır.  Bunun  için  üst  seviyelerden  gelecek  özendirici  karar  mekanizmaları
            ortak işlerliğin artmasını sağlar.

            Sonuçlar

               İklim  değişikliği  ve  değişkenliğinin  insan  faaliyetleri  üzerinde  konum  ve
            zamana bağlı olarak etkilerinin ortaya çıkması ile ülkelerdeki sosyal, ekonomik,
            sanayi, tarım, su kaynakları vb. etkilenmekte ve gelecek yıllarda da sera gazı
            salımlarının önüne geçilemezse artan etkilerinin olacağı anlaşılmaktadır. Bu
            çalışmada atmosferin alt tabakası olan troposferin sera gazı salımları sonucunda
            ortaya çıkan kimyasal terkip değişimleri sonunda küresel ısınma ve onun bir
            sonucu olarak iklim değişikliğinin değişik durumlarından söz edilmiştir. Genel
            olarak  yapılan  her  değerlendirme  sonrasında  Türkiye  üzerinde  olası  iklim
            değişikliği  etkilerinin  neler  olabileceği  konularında  bilgiler  verilmiştir.  İklim
            değişikliğine karşı alınabilecek uyum çalışmalarından özet olarak bahsedilerek
            göz  önünde  tutulması  tavsiye  edilebilecek  noktalardan  da  söz  edilmiştir.
            Türkiye’nin sadece enlem, boylam, sıcaklık ve yağış verilerine bakarak iklim
            değişikliği  ile  ilgili  yabancı  kaynaklı  yazılımlarından  çıkacak  sonuçlara  tam
            anlamı ile itimat edilmemelidir. Türkiye, yüzey şekilleri bakımından (topografya,
            morfoloji) kendisine has bir coğrafi bölümde bulunmakta ve buna göre değişik
            bölgelerde uygulanacak azaltım ve uyum yönetmelikleri de ülkeye has olarak
            geliştirilmelidir.



                                                                   Yıl 1 / Sayı 1 / Ocak 2022  17
   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37