Page 198 - Çevre, Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 1
P. 198

Kentsel Büyüme - İklim Değişikliği


            Nüfus  artışı,  kentsel  yayılma,  göç,  arazi  kullanım  politikaları  ve  doğal/
            yapılaşmamış/boş  alanlar  kentsel  büyüme  odaklı  yaklaşımın  temel  girdileri
            olarak  literatürde  tartışılmaktadır.  Tablo  1’de  görülebileceği  üzere  kentsel
            büyümede etkili bu itici güçler iklim değişikliği etkilerini artırmakta ve yerin
            özelliğine  göre  etkileri  çeşitlendirmektedir.  Bu  sebeple,  kentsel  büyüme
            sadece  mekânsal/  fiziksel  kalkınma/  gelişme  olarak  kalmayıp  çevresel,
            sosyal, ekonomik ve ekolojik sonuçlar da doğurmaktadır. Bu sonuçların, iklim
            değişikliği ile ilişkili olduğu yapılan literatür değerlendirmesiyle görülmüştür
            (Nichols vd., 2003: 297; Lu, 2017: 7; Mandal vd., 2019: 1711).
               Literatürde  öne  çıkan  odak  konulara  ek  olarak  iklim  değişikliğine  ilişkin
            hidroloji, deniz seviyesi, havza, kıyı kentleri, kentsel drenaj ve sel gibi doğal
            tehlike  konuları  ele  alınmıştır.  Bu  konular,  kentsel  büyümenin  kontrol  altına
            alınamaması durumunda değişken senaryolar üzerinden incelenmiştir. Kentsel
            büyümenin  doğal  kaynakları  tahrip  ederek  yeni  gelişme/kentsel  alanlar
            oluşumunu hızlandırabileceği üzerinde tartışılmıştır (Lu, 2017: 7; Mandal vd.,
            2019: 1711). Bunun önüne geçebilmek için kompakt şehir ve düşük karbonlu
            şehir yaklaşımlarından söz edilmektedir (La Rosa ve Privitera, 2013: 9; Ren vd.,
            2020: 205). Ren ve arkadaşları (2020: 207), arazi kullanım politikalarının doğal
            kaynakları koruyarak ve kentsel büyümeyi kontrol ederek yönetilebileceğini
            belirtmiştir. Ayrıca iklim değişikliğine uyum politikalarının, iklimle ilgili riskleri
            azaltmak için verimli arazi kullanım politikaları ile olabileceği vurgulanmıştır (La
            Rosa ve Privitera, 2013: 7). Ayrıca, verimli arazilerin yanlış yönetilmesi tarımsal
            verimin  düşmesine  neden  olduğu  için  arazi  kullanım  planlama  kararlarının
            oldukça önemli olduğunun altı çizilmiştir (Halmy vd., 2015: 106). Bu nedenle,
            arazi  kullanım  kararlarının,  iklim  değişikliğine  uyum  ve  kontrollü  kentsel
            büyüme için yeniden düşünülmesi önerilmiştir.
               Benzer  şekilde,  O’Donnell  (2019:  111),  arazi  kullanım  politikalarının  iklim
            değişikliği  politikalarının  merkezinde  yer  aldığını  belirtmiştir  çünkü  yerel
            yönetimler arazi kullanımı planlaması ile iklim değişikliğine uyum sağlamaya
            çalışmaktadır (Halmy vd., 2015: 110). Ancak bir diğer taraftan, kentlerdeki arazi
            sahipleri, kentsel büyüme arzusu nedeniyle genellikle iklime uyum temelli arazi
            kullanım planlamasına direnmektedir (Kahn vd., 2017: 17). Bu sebeple herkes
            için kapsayıcı ve uygulanabilir planlar yapılması önem taşımaktadır. McDonald
            ve arkadaşları (2011: 6314), iklim uyumlu arazi kullanım planını geliştirmek için
            şehir plancılarının kilit aktör olduğunun altını çizmektedir. Şehir plancılarının
            iklim odaklı arazi kullanım planı yaparken, sosyal içerilmeyi, mekânsal dağılımı
            ve  düzeni,  çevresel  ve  ekolojik  sistemleri  ve  ekonomik  dengeyi  düşünerek
            plan yapmaları vurgulanmaktadır (O’Donnell; 2019: 112; NCER, 2014:11).
               Literatür  değerlendirmesinin  ikinci  aşamasında,  Ulusal  Tez  Merkezi’nde
            (UTM) “kentsel büyüme” ve “iklim değişikliği” anahtar kelimeleri ile gelişmiş



                                                                   Yıl 1 / Sayı 1 / Ocak 2022  183
   193   194   195   196   197   198   199   200   201   202   203