Page 150 - Çevre, Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 1
P. 150
Mera Alanlarının Önemi
ile oluşan sistemleri (dernek, birlik, kooperatif vb.) kadimden beri var olan
hayvancılık, çiftçilik, balıkçılık vb. örneklerinde gözlemlemek mümkündür
(Berkes, 2009). Ostrom’un çalışmasında Türkiye’den örnek olarak değindiği
“Alanya Balıkçı Kooperatifi” ve Datça Taşlıca Köyü’nde halen gerçekleştirilen
hayvancılık uygulamaları bu durumu kanıtlar niteliktedir.
Mera alanları, 4342 sayılı Mera Kanunu (1998) kapsamında korunmakta
ancak sıklıkla yasal boşluklardan kaynaklı olarak, artan maden, turizm, enerji
ve kamu yatırımı talepleri sonucunda İl Tarım ve Orman Müdürlüklerine bağlı
olan İl Mera Komisyonları kararlarıyla başka kullanımlara tahsis edilmektedir.
Türkiye’de yaklaşık 12-13 milyon hektar kaldığı tahmin edilen mera alanları
kaybedilme riski altındadır (Avcıoğlu ve diğ., 2009). Artan kentleşme baskısına
paralel olarak ortaya çıkan arazi işgallerinin ve başka kullanımlara tahsislerin
engellenmesi için yasaların bağlayıcılığı arttırılmalı, kırsal üreticiler ve yerel
yönetimler bilinçlendirilmelidir. Mera alanları üzerinde süregelen çatışmalar
kaybedilen meraları yeniden kazanmak ve mevcut meraları iyileştirmek için
teknik, yasal ve sosyal düzenlemelere ve iyileştirilmiş kırsal politikalara ihtiyaç
duyulduğunu göstermektedir.
Mera alanlarının korunması, yalnızca hayvancılık uygulamaları açısından
değil, bozkır ekosistemi açısından da önemlidir (Avcıoğlu ve diğ., 2009).
İklim değişikliğinin neden olduğu sıcaklık artışının Akdeniz Havzası üzerinde
yağış değişiklikleri, kuraklık, aşırı yağış ve tarımsal üretim ve gıda güvencesini
doğrudan etkileyen diğer faktörler gibi ciddi etkileri olmaktadır. Son
zamanlarda havzanın doğusunda yer alan Türkiye’nin de bu etkilerle karşı
karşıya kaldığı görülmektedir (Yalçın ve Kara, 2014; Koç ve Uzmay, 2016; Koç
ve diğ., 2016; Ağaçayak ve Öztürk, 2017; Gökkür ve Uysal, 2020).
Mera Alanları: Karbon Yutakları
Tropikal ve ılıman iklim kuşağındaki doğal çayır ve mera alanları, küresel
karbon döngüsünde önemli ancak yeterince tanımlanmamış bir role sahiptir
(Hall ve Scurlock, 1991; Hall ve diğ., 1995). Dünya üzerindeki mera ekosistemleri
tek tip olmaktan çok uzaktır (ör. Afrika’nın doğal savanaları, çayırlar, Kuzey
Amerika ve Rusya’nın bozkırları, Avrupa ve Latin Amerika meraları, ekili/yapay
meralar). Bölgesel düzeylerde tropikal çayırlar ve meralar daha geniş yer
kaplayabilmektedir (ör. Afrika). Mera alanlarının küresel karbon stokunun en
az %10’unu toprakta tuttuğu tahmin edilmektedir (Anderson, 1991; Eswaran
ve diğ., 1993). Mera alanlarının 200-300 milyar ton (Pg) CO düzeyinde önemli
2
karbon yutakları olduğu bilinmektedir (Batjes ve Sombroek, 1997). Mera karbon
emilimi girdilerindeki ufak değişiklikler bile meralarda daha çok miktarda ve
uzun ömürlü karbon tutumuna sebep olabilmektedir (Scurlock ve Hall, 1998).
Yıl 1 / Sayı 1 / Ocak 2022 135