Page 149 - Çevre, Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 1
P. 149
Dalya Hazar Kalonya
Müşterekler üzerindeki çitleme/özelleştirme ve dönüşüm baskısı, 17.
yüzyılda İngiltere kırsalında başlayan ve ilkel birikimi oluşturan “çitleme
hareketlerine” dayandırılmaktadır (Marx, 1867). Bu süreç, özellikle 1980’li
yıllardan itibaren neoliberal politikalarının, tarım, orman, mera ve kıyı alanlarını
inşaat, maden ve enerji sektörleri önceliğinde çitlemesi üzerinden (Şekil 1)
halen devam etmektedir (Benlisoy, 2014).
Şekil 1: Mera üzerinde taş ocağı, Çaltılıdere Köyü,
Aliağa (Yazarın Kişisel Arşivi, 2017)
Tarım sektörünün gelecek yıllarda karşılaşacağı en kritik ikilem, toprağı
ve su kaynaklarını korurken artan nüfusun beslenme ihtiyacının nasıl
giderileceğidir (Cassman ve diğ., 2003; (Tubiello ve diğ., 2007). Hızlı nüfus
artışı karşısında doğal/ekolojik müştereklerin hızla tükeneceğine dair “kaynak
kötümserci” görüşler Malthus’un “Nüfus İlkesi Üzerine” (1789) adlı makalesine
temellenmektedir. Yeni Malthusçu ekolojist Hardin (1968) “Müştereklerin
Trajedisi” adlı çalışmasında, hızlı nüfus artışı karşısında doğal/ekolojik
müştereklerin ancak iki şekilde korunabileceğinden bahsetmiştir; özelleştirme
ve devlet kontrolü (Hardin, 1968; Urdal, 2005).
Buna karşın, Ostrom (1990), 2009 yılında Nobel Ekonomi Ödülü aldığı
“Müştereklerin Yönetimi” adlı çalışmasında kolektif eylemlilik ve karşılıklı güven
ilişkileri üzerinden müştereklerin sürdürülebilir kullanımının sağlanabildiğini
çeşitli saha çalışmalarıyla ispatlamıştır (Ostrom 1990; De Angelis ve Harvie, 2014;
Adaman ve diğ., 2017). Müşterek kullanıcıların kendiliğinden örgütlenmesi
134 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi