Page 248 - Çevre Şehir İklim - Sayı 2
P. 248

Şiddetli Rüzgârlar, Fırtınalar İklim Değişikliğinin Neresinde?


            yönüyle de önem taşımaktadır. Prestij kültür varlıklarının bulundukları yerlerdeki
            (Nemrut dağı gibi)  rüzgâr risk haritalarının çıkarılması bugüne kadar Türkiye’de
            geliştirilmiş bir strateji değildir (Çalıştay 2022 notlarından).


               3. Fırtına Bir Afet midir?

               Fırtına olgusunun geçmişini insanlık tarihindeki farklı zaman ve mekânlarda,
            çeşitli medeniyetlerle ilişkilendirmek mümkündür. Eski Mezopotamya insanının
            zihninde  tanrı,  gerçekleşen  bir  hadisenin  kaynağı  olarak  kabul  edilirdi.
            Erişilebilir kayıtlarda M.Ö 340’lı yıllarda Yunan filozof Aristoteles’in (Aristotle),
            Meteoroloji (Greek:  Μετεωρολογικά; Latince:  Meteorologica veya Meteora)
            adlı  eserinde  hava  ve  su  üzerinde  ortak  olan  tüm  etkiler,  su  buharlaşması,
            depremler ve diğer hava olaylarının çok önceden hesaplarını içeren formları
            üzerinde durduğu (Çevik, 2017)  bilinmektedir.
               Anadolu’da yaşamış Hititler’in karakteristik tanrısı Fırtına Tanrısıdır. Simgesel
            biçimde  dağların  tepelerinde  boğaların  çektiği  bir  arabayı  dizginlerinden
            tutarak sürerken tasvir edilmiştir.  1994 yılında Sivas-Başören/Kuşaklı’da bulunan
            tabletlerde, birçok devletlerarası antlaşmada üzerine yemin edilen Sarissa'nın
            Fırtına Tanrısından da önemle bahsedilmektedir. Kadeş Barış Antlaşmasında
            (13. Yüzyıl başları) 12 şehrin Fırtına Tanrısı üzerine yemin edildiği bilinmektedir
            (Savaş, 2002). Tarihi bilgilerden fırtınalarla, geçmişte de karşılaşıldığı ve etkileri
            itibariyle de “tanrı kavramı” içinde anlam yüklendiği görülmektedir. Şimşek
            ile temsil ettiği gücü kullanan zekâ doğal gücüne sahip Athena (Minerva) ve
            yağmuru temsil eden Hermes (Mercure) gibi tanrıların içinde yer aldığı on iki
            büyük tanrı diğerlerinden ayrılmaktadır (Can, 1994).
               Bilgiler bir bütün olarak değerlendirildiğinde fırtına olgusu insan hayatında
            önemli  bir  yere  sahiptir.    İnsanları  korkutan  hava  olaylarıyla  geçmişte
            olduğu gibi günümüzde de karşılaşılacağı açıktır. Ancak olgular yaşandıkça
            hatırlanmaktadır.  Çanakkale  ilinde  yaptığımız  çalışmalar  sırasında,  2004  ve
            2006 yıllarındaki literatüre girmiş kar fırtınası sohbet sırasında hatırlanmıştır.
            “Bizde  şiddetli  rüzgârlar  var  ama  çok  fazla  etkilemiyor  diye  konuşmaya
            başlayan  katılımcılar,    22  Ocak  2004'te  başlayıp  yaklaşık  5  gün  süren  yağış
            (gök gürültüsü ve şimşeklerle beraber kar yağması) sonunda şehirde beton
            elektrik  direklerinin  kırıldığını,  ana  elektrik  hatlarının  tamamen  koptuğu  ve
            iletişimin  günlerce  kesildiğini”  belirtmişlerdir.   Hatta  bir  katılımcı, “eşini
            hastaneye taşıyacak ambulans bulamadığı için sırtında taşıdığını söylerken”,
            23-27  Ocak  ve  6-8  Şubat  2006  tarihlerinde  de,    afet  olarak  tanımlanan  kar
            fırtınaları yaşandığını, hazırlıksızlık olmanın ve eğitim eksikliğinin krizi artırdığını
            akademik yayınlardan öğrenmekteyiz (Çalışkan ve Aslan, 2006).






                                                                 Yıl 1 / Sayı 2 / Temmuz 2022  234
   243   244   245   246   247   248   249   250   251   252   253