Page 19 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Özel Sayı
P. 19

İrde Çetintürk Gürtepe - Fatih Turan - Fatma Varank


                Bu  doğrultuda  sabit  hava  kalitesi  ölçümleri  çoğunlukla  ilk  adım  olarak
              tercih edilmiştir. Hava kirleticilerinin dış ortam havasında tespitine dayanan bu
              yaklaşımla insan sağlığı ve çevrenin korunması için belirlenmiş sınır değerler
              ölçüm  sonuçları  ile  kıyaslanmaktadır.  Hava  kalitesi  indeks  hesaplamalarıyla
              kamuoyu  tarafından  kolaylıkla  anlaşılabilir  şekilde  hava  kalitesinin  iyi,  orta,
              hassas gibi sınıflandırmaları yapılmaktadır.
                Oldukça  yüksek  kurulum  ve  işletme  maliyeti  bulunan  sabit  hava  kalitesi
              ölçümleri son yıllarda artan hızla gösterge ölçümleri ve modelleme uygulamaları
              ile desteklenmektedir. Hava kalitesi modelleme uygulamaları yüksek mekânsal
              temsiliyeti, hassasiyet analizleri ile kirlilik kaynaklarının etkisini belirleyebilme,
              farklı senaryoların etkisini temsil edebilme gibi özellikleri ile ön plana çıkmıştır.
              Özellikle  tüm  kaynakların  etkisini  içeren  “eularian”  yaklaşımı  ile  atmosferik
              reaksiyonlar ve taşınımlar da dikkate alınarak solunan hava kalitesinin mümkün
              olan  en  temsil  edici  düzeyde  hesaplanması  hedeflenmektedir.  Uluslararası
              standartlara  göre  veri  doğrulaması  yapılan  modelleme  uygulamaları  hava
              kalitesi yönetiminde önemli bir araç olarak kullanılmaktadır.

                2. Hava Kalitesi Yönetiminde Yasal Düzenlemeler


                Hava  kalitesi  yönetimi  başlığı  da  benzer  şekilde  ülkemizde  iç  mevzuatta
              yerini  ilk  bulan  konulardan  biri  olma  özelliği  taşımaktadır.  Anayasa’da
              tanımlanan  “sağlıklı  ve  dengeli  çevrede  yaşam  hakkı”,    2872  Sayılı  Çevre
              Kanunu  ile  birlikte  daha  geniş  önlem  ve  hükümler  ile  düzenlenmiştir.
              Kalkınma planları içerisinde çevre sorunları ve bunların önlenmesi için gerekli
              düzenlemelere atıflar yapılmıştır. İç mevzuatta yerini bulan “hava kalitesinin
              korunması” öngörüsü ile yayımlanan ilk yönetmelik, hava kirliliğine neden olan
              kaynaklardan sanayi faaliyetlerine ağırlık vererek hazırlanmıştır. Takiben hem
              küresel ölçekte hem de ülkemizde gelişen koşullarla birlikte uluslararası çevre
              sözleşme  ve  protokollerine  taraf  olunmasıyla  hava  kalitesine  ilişkin  idari  ve
              teknik altyapının hızlıca geliştirilmesine ilişkin süreç hareketlilik kazanmıştır. Bu
              çerçevede; hem ulusal ölçekte hava kirliliğinin önlenmesi hem de uluslararası
              ölçekte hava kirliliği taşınımının etki ve sonuçlarının takip edilmesi amacıyla
              hava kalitesinin izlenmesi, değerlendirilmesi ve yönetimine esas teşkilat yapısı
              ve idari düzenlemeler hayata geçirilmiştir.

                2.1. Hava Kalitesi Yönetiminde Uluslararası İşbirliği
                Hava  kirliliğinin  sınır  aşan  yapısı  nedeniyle  bölgesel  işbirliği  gerektiğine
              inanılarak 1979 yılında Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu “Uzun
              Menzilli Sınır Aşan Hava Kirliliği Sözleşmesi-CLRTAP imzalanmıştır.





              18  Çevre, Şehir ve İklim Dergisi
   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24