Page 23 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 6
P. 23
Yavuz Erdal Kayapınar
alarak, deniz kaynaklarının kullanımını ve korunmasını zaman boyutunun da
eklenmesiyle daha gerçekçi ve sürdürülebilir bir şekilde planlamaya imkân
sağlar. Denizin derinliklerini ve sütun yapısını göz önünde bulundurarak, balık-
çılık, madencilik, denizaltı altyapıları ve biyolojik çeşitlilik gibi farklı kullanım-
lar arasındaki etkileşimlerin anlaşılmasını kolaylaştırır. Bu, deniz yönetiminde
daha bütüncül, dinamik ve çevreye duyarlı politikaların geliştirilmesine katkıda
bulunur. Dolayısıyla deniz yönetiminde daha kapsamlı ve etkili bir yaklaşım
olarak ön plana çıkan DMP, denizlerin geleceği için daha sağlam ve bilimsel
temellere dayanan kararlar alınmasını mümkün kılmaktadır. Bu nedenle dün-
yada “maritime/marine spatial planning” olarak kullanılan kavram, Türkiye’de
dil birliği ve tutarlılığın sağlanması açısından Deniz Mekânsal Planlama veya
Denizel Mekânsal Planlama olarak kullanılması gerektiği önerilmektedir.
Diğer yandan deniz ekosistemleri, biyolojik çeşitlilik ve doğal kaynaklar açı-
sından zengin olan denizlerde DMP’ler aracılığıyla, deniz yaşamının korunması
ve deniz kirliliğinin önlenmesi gibi çevresel hedeflere ulaşmak için karadaki
mekânsal planlarla ilişkili bütüncül mekânsal kararlar alınmalıdır. Türkiye’nin
iklim değişikliğine adaptasyonuna yönelik çalışmaları göz önüne alındığında,
DMP’lerin bu değişikliklere adaptasyon ve risk yönetimi açısından katkıları-
nın olması beklenmektedir. Bu nedenle DMP, Türkiye’nin deniz kaynaklarını
etkin bir şekilde yönetmek, ekonomik ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamak
ve stratejik çıkarlarını korumak açısından yapılması elzemdir. Aynı zamanda bu
planlar, Türkiye’nin kıyı ve deniz alanlarının gelecekteki kullanımı için bir yol
haritası işlevi görecektir.
4. Deniz Mekansal Planlama ve Bütünleşik Kıyı Alanları
Planlaması
DMP ve BKAYP arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. DMP, deniz mekanı-
nın planlanmasını, kullanımını ve yönetimini ele alırken, BKAYP kıyı bölgelerinin
yönetimi ve planlamasını kapsar. Her iki yaklaşım da kıyı ve deniz ekosistemle-
rinin korunması, sürdürülebilir kullanımı ve kıyı ile deniz arasındaki etkileşimle-
rin yönetilmesine odaklanır. Bu nedenle, DMP ve BKAYP arasında uyumlu ve
entegre bir yaklaşım, deniz ve kıyı bölgelerinin daha etkili ve sürdürülebilir bir
şekilde yönetilmesine katkıda bulunacaktır. Bu entegrasyon, ekolojik bütünlü-
ğü korurken ekonomik ve sosyal faydaları optimize etmeye yardımcı olur.
22 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi