Page 27 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 6
P. 27

Yavuz Erdal Kayapınar



                 bazlı planlama araçlarının deniz ortamına uyarlanması, deniz kaynaklarının sür-
                 dürülebilir kullanımını destekleyen, ekosistem tabanlı bir yaklaşımı teşvik eder.
                 Bu, deniz ekosistemlerinin korunması ve deniz kaynaklarının akılcı kullanımı için
                 stratejik bir önem taşır. Sonuç olarak, kara ve deniz arasındaki bu entegre yak-
                 laşım, her iki ekosistemin de sağlığını ve sürdürülebilirliğini güvence altına ala-
                 cak şekilde, deniz mekânsal planlamasının temelini sağlam bir zemin üzerine
                 oturmasında önemli olacaktır. Ülkemizin üç tarafının denizlerle çevrili olması ve
                 zengin kıyı ekosistemlerine sahip olması, kara bazlı planlama araçlarının deniz
                 ortamına uyarlanmasının stratejik önemini artırmaktadır. Bu sayede, deniz eko-
                 sistemlerinin korunması ve deniz kaynaklarının akılcı kullanımı desteklenerek,
                 her iki ekosistemin de sağlığı ve sürdürülebilirliği güvence altına alınacaktır.
                 Türkiye’nin mevcut mekânsal planlama kültürünün deniz mekânsal planlama-
                 sına aktarılması, ülkemizin deniz kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi için kritik
                 bir adım olacaktır. Bu yaklaşım, Türkiye’nin ulusal kalkınma hedefleriyle uyumlu
                 olarak, deniz ve kara ekosistemleri arasındaki etkileşimleri dikkate alan, ekosis-
                 tem tabanlı bir planlama ve yönetim anlayışını aynı zamanda teşvik edecektir.
                   Kıyı ve deniz alanlarının sürdürülebilir yönetiminin sağlanabilmesi için sa-
                 dece fiziksel planlama süreçlerinin değil, aynı zamanda kurumsal işleyişin de
                 entegre ve bütüncül bir yapıya sahip olması büyük bir önem arz etmektedir.
                 Bu bağlamda, mevcut planlama mevzuatı, deniz ve kıyı alanları arasında gide-
                 rek artan karmaşık etkileşimleri göz önünde bulundurarak, kıyısal ve denizel
                 ekosistemler arasındaki geçişkenliği dikkate alacak biçimde revize edilmeli-
                 dir. Bu noktada, Bütünleşik Kıyı Alanları Yönetimi (ICZM) ile Deniz Mekansal
                 Planlama  (DMP)  süreçlerinin  birbiriyle  entegre  şekilde  çalışabilmesi,  sürdü-
                 rülebilir kıyı ve deniz yönetiminin teminatı olarak kabul edilmelidir. Söz ko-
                 nusu entegrasyonun sağlanabilmesi için, hem ulusal düzeydeki planlama ve
                 çevre koruma mevzuatının, hem de bölgesel düzeydeki stratejik planlama ve
                 uygulama çerçevelerinin uyumlaştırılması gerekmektedir. Bu tür bir yasal ve
                 kurumsal entegrasyon, kıyı ve deniz alanlarındaki planlama süreçlerinin yal-
                 nızca çevresel ve ekonomik hedeflere hizmet etmesini değil, aynı zamanda
                 sosyal, kültürel ve politik hedefleri de bütüncül bir yaklaşımla ele alarak daha
                 kapsayıcı bir yönetim anlayışını ortaya koymasını sağlayacaktır. Böylece kıyı ve
                 deniz ekosistemleri üzerindeki baskılar, yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde
                 daha etkin bir şekilde yönetilebilecek, aynı zamanda bu alanlardaki ekonomik
                 faaliyetlerin  sürdürülebilirliği  güvence  altına  alınacaktır.  Mevcut  durumda
                 Türkiye›de kıyı ve deniz alanlarının yönetimiyle ilgili çeşitli kurumlar ve bağla-
                 yıcı mevzuat bulunmaktadır; ancak bunlar arasında koordinasyon eksikliği ve
                 mevzuatta uyumsuzluklar söz konusudur. Bu durum, kıyı ve deniz ekosistem-
                 lerinin sürdürülebilir yönetimini zorlaştırmaktadır. Dolayısıyla, yasal ve kurum-
                 sal entegrasyonun sağlanması, sadece çevresel ve ekonomik hedeflere değil,
                 aynı zamanda sosyal, kültürel ve politik hedeflere de hizmet eden daha kapsa-
                 yıcı bir yönetim anlayışının geliştirilmesine katkı sağlayacaktır.


                 26  Çevre, Şehir ve İklim Dergisi
   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32