Page 29 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 6
P. 29
Yavuz Erdal Kayapınar
sındaki etkileşimlerin doğru bir şekilde anlaşılması ve yönetilmesi, ekosistem
sağlığını, biyoçeşitliliği korumak ve doğal afetlere karşı direnç geliştirmek açı-
sından kritiktir. Bütünleşik kıyı alanlarına odaklanan deniz mekânsal planlama,
bu hassas bölgelerdeki çevresel zorlukları ele alırken aynı zamanda sosyo-eko-
nomik fırsatları da optimize etmeyi amaçlar. Dolayısıyla bu bütüncül yaklaşım
hem kıyı alanlarının korunmasını hem de denizlerimizin sürdürülebilir kullanı-
mını sağlamak için deniz mekânsal planlamasının ayrılmaz bir parçası olmalıdır.
DMP’de çok sektörlü ve katılımcı bir yaklaşım benimsemek, deniz alanla-
rının sürdürülebilir yönetimi için kritik bir öneme sahiptir. Bu yaklaşım, farklı
sektörlerin ve paydaşların balıkçılıktan turizme, deniz taşımacılığından çevre
korumaya kadar ihtiyaçlarını ve beklentilerini dengeli bir şekilde karşılamayı
hedefler. Deniz alanları, birçok farklı kullanıma ev sahipliği yapar ve bu neden-
le, çeşitli çıkar grupları arasında potansiyel çatışmaların yönetilmesi gereklidir.
Çok sektörlü ve katılımcı bir yaklaşım, bu çeşitliliği ve karmaşıklığı dikkate alır
ve her bir sektörün perspektiflerini, ihtiyaçlarını ve sınırlamalarını planlama sü-
recine dahil eder. Bu süreç, planlamanın sadece çevresel faktörleri değil, aynı
zamanda sosyal ve ekonomik boyutları da kapsamasını sağlar, böylece daha
kapsamlı ve dengeli kararlar alınabilir. Katılımcı planlama, yerel toplulukların,
endüstri temsilcilerinin, bilim insanlarının ve politika yapıcıların görüşlerini ve
bilgilerini bir araya getirir. Bu, planlamanın sadece bilimsel verilere dayanma-
sını değil, aynı zamanda yerel bilgi ve deneyimleri de dikkate almasını sağlar.
Böyle bir yaklaşım, sürdürülebilir kullanım, koruma ve yönetim stratejilerinin
geliştirilmesinde daha etkili ve uygulanabilir çözümler üretir.
Bu anlamda deniz mekânsal planlamada çok sektörlü ve katılımcı bir yak-
laşım, deniz alanlarının sürdürülebilir yönetimini desteklemek için hayati bir
unsur olarak deniz kaynaklarının uzun vadeli sağlığını ve verimliliğini güvence
altına alır. Türkiye’de deniz alanları, birden fazla sektörün faaliyet gösterdiği ve
çıkarlarının kesiştiği alanlardır. Çok sektörlü ve katılımcı bir planlama yaklaşımı,
potansiyel çatışmaları en aza indirerek, deniz kaynaklarının uzun vadeli sağlığı-
nı ve verimliliğini güvence altına alacaktır. Türkiye’nin deniz alanlarının yöneti-
minde, yöre halkının, endüstri temsilcilerinin, bilim insanlarının ve politika ya-
pıcıların aktif katılımı, sürdürülebilir ve uygulanabilir stratejilerin geliştirilmesi
için önemlidir. Katılımcı planlama süreçlerinin teşvik edilmesi, deniz mekânsal
planlamasının etkinliğini artırarak, ülkemizin deniz kaynaklarından elde ettiği
faydaların sürdürülebilirliğini sağlayacaktır.
Deniz mekânsal planlaması çerçevesinde Mekânsal Strateji Planlarının dı-
şında deniz alanlarının korunması ve sürdürülebilir kullanımını şekillendiren
özellikle denizlerin planlanması özelinde detaylı bir çerçeve mevzuat ülkemiz-
de henüz bulunmamaktadır. Bu alanda yürütülecek çalışmalar için hukuki ve
idari boşluğun doldurulması bütüncül bir yaklaşım oluşturabilmek için önem
28 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi