Page 28 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 6
P. 28
Türkiye’de Bütünleşik Kıyı Alanları Yönetim ve Planlaması ile Deniz Mekânsal Planlama İlişkisi
Kara-Deniz Etkileşimi, kara ve deniz arasındaki dinamik ilişkiye atıfta buluna-
rak kıyı, nehir ağızları, deltalar ve diğer kıyı ekosistemleri gibi alanları özellikle
içeren ve bu alanlarda suyun hareketi, sediment taşınımı, biyolojik çeşitlilik ve
insan faaliyetleri gibi çeşitli doğal ve antropojenik faktörlerin ekolojik süreçler,
iklim değişikliği, deniz seviyesi değişimleri ve insan etkileşimleri gibi çok yönlü
unsurların dikkate alınarak deniz ve kıyı ekosistemlerinin planlanmasını savun-
maktadır. Bu çerçevede deniz ve kara arasındaki etkileşim alanlarının bütünlü-
ğü, mekânsal planlama süreçlerinde temel bir öneme sahiptir. Bu alanlar, su ve
karasal ekosistemlerin birbirleriyle sürekli etkileşim halinde olduğu, biyolojik
çeşitliliğin ve ekolojik süreçlerin yoğunlaştığı yerlerdir. Planlama sürecinde bu
bütünlüğün korunması, deniz ve kıyı ekosistemlerinin sağlıklı işleyişini ve do-
layısıyla genel ekosistem sağlığını destekler. Kara-Deniz Etkileşim alanlarının
korunması ve sürdürülebilir yönetimi hem ekosistem hizmetlerinin devamlılığı-
nı sağlar hem de insan topluluklarının bu alanlardan sorumlu ve sürdürülebilir
bir şekilde yararlanmasını mümkün kılar. Bu nedenle, kara ve deniz arasındaki
bu etkileşimlerin bütüncül bir şekilde ele alınması, planlama sürecinin kritik bir
bileşenidir ve ekosistemlerin uzun vadeli korunması ve sürdürülebilir kullanı-
mı için gereklidir. Türkiye’nin coğrafi ve ekolojik yapısı göz önüne alındığında,
kara ve deniz arasındaki etkileşimlerin bütüncül bir şekilde ele alınması, eko-
sistemlerin sağlıklı işleyişini ve sürdürülebilirliğini destekleyecektir. Bu yakla-
şım, ekosistem hizmetlerinin devamlılığını sağlayarak, insan topluluklarının bu
alanlardan sorumlu ve sürdürülebilir bir şekilde faydalanmasına imkân tanıma
potansiyeli bulunmaktadır. Türkiye’de kıyı alanları, nehir deltaları ve boğazlar
gibi stratejik ve ekolojik açıdan önemli bölgeler bulunmaktadır. Bu bölgelerin
korunması ve sürdürülebilir yönetimi hem biyolojik çeşitliliğin hem de ekono-
mik faaliyetlerin devamlılığı için kritiktir. Türkiye’de, kıyı alanlarının sürdürüle-
bilir yönetimi hem ekolojik bütünlüğü korumak hem de turizm, balıkçılık ve
liman faaliyetleri gibi ekonomik sektörlerin sürdürülebilirliğini sağlamak için
hayati öneme sahiptir. Bütünleşik kıyı alanlarına odaklanan deniz mekânsal
planlama, çevresel zorlukları ele alırken sosyo-ekonomik fırsatları da optimize
etmeyi amaçlamalıdır.
Kıyı alanları, deniz mekânsal planlamasının kara ile ilişkisinin temel bir un-
suru olarak görülmelidir. Bu alanlar, deniz ve kara ekosistemlerinin birleştiği,
biyolojik çeşitlilik, insan etkinlikleri ve ekolojik süreçlerin kesiştiği kritik bölge-
lerdir. Kıyı alanlarının ve denizlerin birbirleriyle olan ilişkilerinin planlamada ön-
celikli olarak ele alınması, bu alanlardaki doğal ve insan kaynaklı etkileşimlerin
dengeli bir şekilde yönetilmesini sağlar. Kıyı alanları, denizel ve kara taban-
lı ekosistem hizmetlerinin, turizm, balıkçılık, liman faaliyetleri gibi ekonomik
faaliyetlerin ve kültürel değerlerin yoğun olduğu alanlardır. Bu nedenle, kıyı
alanlarındaki sürdürülebilir yönetim hem ekolojik bütünlüğü hem de sosyo-e-
konomik refahı korumak için hayati öneme sahiptir. Kıyı ve deniz alanları ara-
Yıl 3 / Sayı 6 / Aralık 2024 27