Page 17 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 6
P. 17
Yavuz Erdal Kayapınar
plan olarak ülke pratiğinden elde edilen tecrübeler ile getirdiği hukuki yap-
tırımlar ve bağlayıcı hükümlerle dünyadaki benzerlerinden başarılı bir şekilde
ayrılmaktadır. Diğer bir ifadeyle sadece yönetim planı düzeyinde kalmayan,
hukuki sonuçlar doğuran, mekânsal planları ve uygulamaları yönlendiren stra-
tejik yönüyle de farklılaşan BKAYP planları, Türkiye’nin kıyı alanlarını koruma
ve sürdürülebilir bir şekilde geliştirme çabalarının bir parçası olarak, çevresel
koruma, ekonomik kalkınma ve sosyal refah arasında bir denge kurmayı amaç-
lamaktadır. Bu yaklaşım, farklı sektörlerin ve paydaşların katılımıyla kıyı alanla-
rının yönetimini daha etkin ve sürdürülebilir kılmayı hedeflemektedir.
BKAYP, çevre düzeni planları ve diğer üst ölçekli planlardan farklı olarak
daha özel bir alana odaklanmakta, detaylı ve özelleşmiş yaklaşımı ile bu plan-
lardan ayrılmaktadır. BKAYP’ın temel amacı, kıyı alanlarının sürdürülebilir kul-
lanımını sağlamak ve bu bölgelerdeki ekolojik, sosyal ve ekonomik dengeleri
korumaktır. Bu yaklaşım, kıyı alanlarının özgün dinamiklerini ve ihtiyaçlarını dik-
kate alarak, özel bir planlama perspektifi sunar. BKAYP, kıyı alanlarının kara ve
deniz bileşenlerini bir bütün olarak görmekte ve kıyı ekosistemlerinin karmaşık
doğasını ve bu ekosistemlerin kara ile deniz arasındaki etkileşimlerini dikkate
almaktadır. Diğer yandan BKAYP, yerel, bölgesel ve ulusal düzeydeki çeşitli
yönetim kademelerini ve politikalarını çok katmanlı yönetişim metodolojileri
ortaya koyarak birbirleri ile entegre eder. Bu durum, kıyı alanlarının yöneti-
minde farklı yetki düzeylerinin etkileşimini ve koordinasyonunu sağlamayı he-
deflemektedir. BKAYP, çevre bilimleri, şehir planlama, denizcilik, ekonomi ve
sosyoloji gibi çeşitli disiplinleri bir araya getirir. Böylece kıyı alanlarının çeşitli
yönlerinin ve etkileşimlerinin anlaşılmasını sağlayarak özel sektör, sivil toplum
kuruluşları, yerel ve merkezi idare kuruluşları gibi farklı düzeydeki paydaşların
aktif katılımını teşvik eden bir yaklaşım benimsemektedir.
Dünyada Bütünleşik Kıyı Alanları Yönetimi konusundaki gelişmeler, Türki-
ye’de kıyı alanları yönetiminin merkezi idarenin gündemine alınmasına ve yasa
ve yönetmelik düzeyinde yapılan düzenlemelerle yerel ve ulusal düzeyde Bü-
tünleşik Kıyı Alanlarına yönelik strateji ve planların hazırlanmasına yol açmıştır.
Türkiye’nin coğrafi konumu ve kıyı bölgelerinin hassasiyeti göz önüne alındı-
ğında,bu yaklaşımın Türkiye’deki tarihsel gelişimi,önem kazanmaktadır.
Türkiye’nin kıyı alanları yönetimi tarihine bakıldığında, 1970’li yıllarda kıyı
alanlarının yönetimine yönelik yapılan tek sektörlü geleneksel yaklaşımın ve
kıyının farklı boyutlarının, kıyıyı oluşturan kara ve deniz bölümlerinden ayrı
olarak ele alındığı (Burcu ve Erdem, 2021), 1980’lerden itibaren ise özellikle
turizm, sanayi ve kentsel gelişim baskıları sebebiyle bu alanların yönetimine
daha fazla önem verilmeye başlandığı görülmektedir. Bu dönemde, kıyı alan-
larının hızlı ve kontrolsüz kullanımı, çevresel sorunlara yol açmış ve bu durum,
bütünleşik bir yönetim anlayışının geliştirilmesi gerekliliğine yönelik temel çer-
16 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi