Page 15 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 6
P. 15

Yavuz Erdal Kayapınar


                   1.  Giriş

                   Üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye hem coğrafi hem de stratejik açı-
                 dan önemli bir konuma sahiptir. Akdeniz, Ege Denizi ve Karadeniz’e kıyıları
                 ile dünya deniz ticaretinde de önemli bir geçiş noktasında yer almaktadır. De-
                 nizler, balıkçılık, turizm, deniz taşımacılığı ve enerji kaynakları gibi ekonomik
                 faaliyetler için temel alanlar sağlamakta, aynı zamanda biyolojik çeşitlilik ve
                 doğal kaynaklar açısından zengin ekosistemlere ev sahipliği yapmaktadır. De-
                 nizlerin hem kaynak olarak hem de stratejik açıdan önemlerinin artması deniz-
                 lerin planlanması konusunu Türkiye açısından kritik öneme sahip bir noktaya
                 taşımıştır. Deniz mekanının planlanarak denizdeki kaynakların sürdürülebilir bir
                 şekilde kullanılması, çevresel koruma, ekosistemlerin korunması ve biyolojik
                 çeşitliliğin sürdürülebilirliği için gereklidir. Ayrıca, mavi ekonomi kavramı çer-
                 çevesinde ekonomik fırsatların optimize edilmesi, çevresel ve sosyal risklerin
                 azaltılması, uluslararası ilişkiler ve deniz sınırlarıyla ilgili hak iddiaları da deniz-
                 lerin etkin bir şekilde planlanmasını gündeme getirmektedir. 2030 yılına kadar
                 dünyadaki münhasır ekonomik bölgelerin üçte birinin hükümetler tarafından
                 onaylanmış deniz mekânsal planlarına sahip olacağı gerçeği önümüzdeki dö-
                 neme ilişkin Deniz Mekansal Planlaması ve ilişkili kavramların uygulama düze-
                 yinde stratejik ve politik boyutunun ön plana çıkacağını açıkça göstermektedir
                 (Ehler, Zaucha ve Gee, 2019: 21; Charles, Jacek, & Kira, 2019). Bu nedenle
                 Türkiye’nin deniz kaynaklarının etkin bir şekilde kullanılmasını sağlamak için
                 deniz ve kıyı bölgelerinin koruma kullanma dengesini gözeterek planlaması
                 kritik bir önem taşımaktadır.
                   Bu çalışma, Türkiye’nin yüksek düzeyde deneyime sahip olduğu Bütünleşik
                 Kıyı Alanları Yönetim ve Planlaması perspektifinden deniz mekânsal planlara
                 yönelik önemli konuların mevzuatla ilişkilendirilerek analiz edilmesini ve Deniz
                 Mekânsal Planlamaya yönelik farkındalığın daha geniş kitlelere ulaştırılmasını
                 hedeflemektedir. Bu çerçevede öncelikle mekânsal planlama ve Türkiye’deki
                 Bütünleşik Kıyı Alanları Yönetim ve Planlamasına yönelik deneyim paylaşılarak
                 bu konunun denizdeki yansıması olarak adlandırabileceğimiz Deniz Mekânsal
                 Planları ile ilişkisi ortaya konulacaktır. Makalenin son kısmında ise Türkiye açı-
                 sından değerlendirmeler yapılacaktır.

                   2.  Mekânsal Planlama, Bütünleşik Kıyı Alanları Yönetimi ve

                      Planlama İlişkisi

                   Mekânsal planlama en genel anlamı ile bir bölgenin fiziksel, ekonomik ve
                 sosyal gelişimini yönlendirmek ve düzenlemek için kullanılan araçtır ve yerle-
                 şim yerlerinin, ulaşım sistemlerinin, kamu hizmetlerinin ve doğal kaynakların
                 kullanımını kapsar (Rob ve Pavel, 2012). Mekânsal planlamanın temel amacı,


                 14  Çevre, Şehir ve İklim Dergisi
   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20