Page 368 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 4
P. 368
Ovalardan Dağlara Doğru Yerleşim
Modeli Karbondioksit Toksisitesini Önleyebilir
Karbondioksitin Bitkiler Üzerindeki Olumlu Etkileri
Bilindiği gibi CO , bitkilerin fotosentez yapabilmesi için temel girdidir. Idso
2
ve ekibi (1998), Phoenix şehrinin kentsel CO kafesinde yaptıkları araştırmada,
2
öğleden sonraki CO değerlerinin, muhtemelen kentsel bitki örtüsünün
2
fotosentezle CO tüketmesinden dolayı, şafak öncesi değerlere göre daha
2
düşük olduğunu bulmuşlar ve şehirlerdeki yüksek CO konsantrasyonlarının
2
şehir içinde büyüyen bitki örtüsü üzerinde olumlu etkiler gösterebileceğini
ifade etmişlerdir. Kuveyt’te yapılan bir çalışmada ise, bitkilerin yeşerdiği
mevsimleri takiben CO değerlerinin azaldığı, bitkilerin kuruduğu mevsimleri
2
takiben ise CO değerlerinin arttığı tespit edilmiştir (Nasrallah vd., 2003).
2
Lichtfouse ve ekibi (2003) de Paris’te yaptıkları çalışmada fosil yakıtlarından
kaynaklanan CO ’nin bitki dokularına olan katkısını izotop temelli bir çalışmayla
2
ortaya koymuşlardır. Yüksek CO fotosentezi sadece bir hammadde olarak
2
desteklemekle kalmaz, aynı zamanda kentsel ısı adalarının (urban heat islands)
oluşumuna az da olsa katkı sağlayarak ılıman bölgelerde bitki büyümesini
teşvik edebilir (Rogers vd., 1999; Menzel ve Fabian, 1999; Balling Jr. vd. 2001).
Sera vb. örtü altı üretim sistemlerinde CO püskürtülmesi (gübrelemesi)
2
vazgeçilmezdir ve seradaki CO değerleri 1200 ppm’in altına düştüğünde
2
verim de doğru orantılı olacak şekilde azalmaktadır (Tezcan vd., 2011). Sera
havasındaki karbondioksit konsantrasyonu artırıldığında, bitkiler daha fazla
büyür; büyüme hızları %100-200 kadar, ortalama verim %50-55 kadar artırılabilir
(De Pascale ve Maggio, 2008; Tezcan vd., 2011).
Ovaların Tarım İçin, Yamaçların Yerleşim İçin Kullanılması
Ovalar tarım için elverişli alanlardır; bununla birlikte ovalarda (gevşek
zeminlerde) deprem dalgalarının genliğinin büyümesine, sıvılaşmaya ve yer
öteleme hareketlerine bağlı olarak depremler yıkıcı etki göstermektedir
(Yılmazer, 2002: 12; Yılmazer ve Yılmazer, 2002). Bunun çarpıcı bir örneğini
Düzce Ovası’nda görmek mümkündür. Faylar, Düzce Ovası’nı alttan ısıtmakta,
havalandırmakta ve minerallerle beslemektedir; böylece onu verimli bir
tarım arazisine dönüştürmektedir (Yılmazer vd., 2022). Ovanın ortasına 19.
yüzyılın sonlarında kurulan Düzce bugüne kadar birçok deprem ve taşkın afeti
yaşamıştır; buna karşılık fayın/ovanın bitişiğindeki binlerce yıllık tarihi Konuralp
deprem ve taşkınlardan zarar görmemiştir (Yılmazer vd., 1999; Yılmazer vd.,
2004, Yılmazer vd., 2020, Yılmazer vd., 2021) (Resim 3).
Yıl 2 / Sayı 4 / Temmuz 2023 353