Page 231 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 4
P. 231
Sezayi Köse - Zeynep Ayan - Ebru Vural
Kübra Özcivan - Yeşim Koçdemir
tartışmak sürecin ilerleyememesine neden olmaktadır. İstanbul’da mevcutta
yürütülmekte olan kentsel dönüşüm projelerinde asıl hedef riskli yapıları ortadan
kaldırmak ve afetlere karşı dayanıklı konutların oluşturulmasını sağlamaktır
ancak yaşanan sorunlar sonucunda dönüşüm süreçleri tıkanmaktadır.
6306 sayılı Kanun kapsamında gerçekleştirilen uygulamaların çeşitli
aşamalarında hak sahipleri tarafından çeşitli İdare Mahkemelerine başvurularak
işlemin durdurulması talep edilmekte olup mülkiyetin Anayasa ile güvence
altına alınması ve Medeni Kanunda yer alan esaslar dayanak gösterilerek
kentsel dönüşüm uygulamaları için “yürütmenin durdurulması” kararı
alınmaktadır. Bir kısım davada “dava konusu işlemin iptaline” karar verilmesi
sonucunda projelerin tamamlanmadan durdurulmasına sebep olmaktadır.
Açılan davaların neredeyse tamamında netice olarak “davanın reddine”
karar verilmiş olsa da dava sürecinde projelerin hayata geçirilmesinde
yaşanan gecikmeler, yapısını tahliye ederek kirada oturan hak sahiplerinin
yeniden hak sahibi oldukları alanlara geri dönmesi sürecinin uzaması, bu hak
sahiplerine Bakanlık tarafından yapılan kira yardımı için ayrılan ödenekler göz
önünde bulundurulduğunda ekonomik, sosyal ve yapısal çevrenin yeniden
oluşturulmasında zaman kaybı yaşanmaktadır. 6306 sayılı Kanun kapsam
olarak “gönüllülük” esasına dayanan bir Kanun olmakla birlikte alanda kentsel
dönüşüme katılmak istemeyen hak sahiplerinin diğer mevzuat esaslarını
kullanarak Kanunun uygulamasına engel teşkil etmesi, anlaşma sağlayarak
dönüşüm sürecinin ivedilikle tamamlanmasını talep eden hak sahiplerinin
mağduriyetine ve en önemlisi riskli alan ve riskli yapılara ilişkin yukarıda
açıklanan ani müdahale gerektiren durumlarda sürecin çok yavaş ilerlemesine
hatta tıkanmasına sebep olarak söz konusu alanları afetlere karşı hazırlıksız
hale getirmektedir.
Kentsel dönüşüm olgusu toplum bilincinde bir “yerinden etme” ve “kazanç
aracı” olarak algılanmaktadır. İstanbul gibi yoğun deprem riski altındaki bir
metropolde kentsel dönüşüme ilişkin olumsuz kalıplar olası afetler öncesi
riskleri azaltmak amacıyla gerçekleştirilecek müdahaleler için yavaşlatıcı bir
etkiye sebep olmaktadır. Yapıların afetlere karşı dayanıklı hale getirilmesi için
kentteki tüm paydaşların bu süreçten sorumlu olduğu bilincinin yaygınlaşması
gereklidir. Her vatandaşın öncelikle afetlerde can güvenliğini esas alınarak
kentsel dönüşüm sürecinde sorumluluk alması hem kendi güvenliklerini temin
etmeleri hem de kamu güvenliğinin temini açısından elzemdir.
Bu çalışma kapsamında incelenen ve Bakanlık tarafından yürütülmekte olan
Kadıköy İlçesi Fikirtepe Projesi, Pendik İlçesi Orta ve Dumlupınar Mahallesi
Projesi, Üsküdar İlçesi Kirazlıtepe Riskli Alanı, Kağıthane İlçesi Yahya Kemal
Mahallelerinde yürütülen veya tamamlanmış olan projelerde Kanunun 6/A
maddesi ile tanınan yetkiler aracılığıyla uygulama alanlarına resen müdahale
216 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi