Page 288 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 3
P. 288

Kentsel Yeşil Alanları Sürdürülebilir Kentleşme Üzerinden Okumak:
                                       Amasya Kenti Örneği

               Belirlenen  amaç  ve  problemlere  cevap  aranması  kapsamında  ilk  olarak
            kentsel açık yeşil alanlar ve sürdürülebilir kentleşme ile ilgili literatür taraması
            yapılmıştır.  Çalışmanın  kuramsal  bölümünde  yeşil  alanların  kentlerin,
            mahallelerin ve semtlerin nüfusuna göre planlama standartlarına yer verilmiştir.
            Literatür  taramasından  elde  edilen  kentsel  yerleşimlerde  gerekli  olan  yeşil
            alan  ihtiyacının  standart  verilerinden  yola  çıkılarak  alan  araştırması  bölümü
            kurgulanmıştır. Bu kapsamda Amasya kent merkezinde bulunan mevcut yeşil
            alanlar  haritalar  üzerinden  tespit  edilmiş  ve  yapılan  analizler  sonucu  elde
            edilen veriler karşılaştırmalı olarak incelenmiştir.

               2. Sürdürülebilir Kentleşme ve Yeşil Alanlar
               Sanayi  devriminden  sonra  kentlerin  yaşadıkları  değişim  ve  dönüşümler
            sonucunda hem hızlı kentleşme ve beraberinde gelen nüfus artışı hem de sanayi
            kentlerinin özelliklerinden biri olan hava ve çevre kirliliği ile kendini gösteren
            sefalet mahalleleri, kıt olan kaynakların bilinçsizce tüketilmesi, kentlerin hızlı
            ekonomik büyüme kapsamında hızlı saçaklanıyor olması ve bunun sonucunda
            betonarme yapıların artması kentlerdeki yeşil alanların varlığını tehdit etmeye
            başlamıştır (Gül ve Küçük, 2001:28; Sandal ve ark., 2014:157; Yürük, 2022:35).
            Ayrıca kentsel nüfusun hızlı bir şekilde artması tüm dünya ülkelerinde ciddi
            tüketim ihtiyaçlarına sebep olmuştur.  Tüketim ihtiyaçlarını karşılamak üzere
            de doğal çevrede insanlığı tehdit edecek tahribatlar yapılmaya başlanmıştır
            (Sezgin  ve  Varol,  2012:273-275).    Bu  endişeler  doğrultusunda  kentlerin
            sürdürülebilirliğini sağlamak adına tüm dünya ülkelerinin bir araya geldiği pek
            çok konferans düzenlenmiş, önemli raporlar oluşturulmuştur. (Kayhan, 2013:
            62). Bunlardan ilki 1970 yılında Stockholm Konferansıdır. İlk defa doğal çevrenin
            korunması  gerektiği,  kaynakların  gelecek  kuşaklara  aktarımının  gidişata  dur
            denmediği  takdirde  mümkün  olmayacağına  dair  dikkat  çeken  konuların
            üstünde  durulmuştur  (United  Nations,  2022).  Kısa  süre  sonra  1987  yılında
            Brundtland  Raporu  yayınlanmış  ve  ‘sürdürülebilir  kalkınma’  yaklaşımını  dile
            getirilmiştir (WCED, 1987). Daha sonra ise 1992 yılında Rio Zirvesi ve Gündem
            21  konferansları,    1996  yılında  BM  İnsan  Yerleşimleri  Konferansı-Habitat
            II,  2010  yılında  BM  Milenyum  Zirvesi,  2012  yılında  Rio+20  Zirvesi  ile  doğal
            çevrenin  korunması  ve  ekonomik  gelişmeleri  dengeleyen  sürdürülebilirlik
            yaklaşımı  öne  sürülmüştür  (Çevre,  Şehircilik  ve  İklim  Değişikliği  Bakanlığı,
            2022; Yılmaz Turgut, 2012:21). 2016 yılında ise Gündem 2030 adı altında 2030
            yılı sürdürülebilir kalkınma hedefleri belirlenmiştir (UN-HABITAT, 2020). 1970
            yılından günümüze kadar olan süreçte sürdürülebilir kalkınma üzerine pek çok
            konu tartışılmasına rağmen hala sürekli artan kentleşmenin çevre ve insanlar
            üzerindeki  olumsuz  etkilerinin  azaltılamamış  olması  nedeniyle  sürdürülebilir
            kentleşme  konusuna  dikkat  çekilmektedir.  2030  sürdürülebilir  kalkınma
            hedeflerinde kent planlaması ve etkin (sürdürülebilir) arazi kullanım (Karakurt



                                                                  Yıl 2 / Sayı 3 / Ocak 2023  273
   283   284   285   286   287   288   289   290   291   292   293