Page 80 - Çevre Şehir İklim - Sayı 2
P. 80
Sürdürülebilir Ekonomik Kalkınma için
Türkiye’de Dirençli Şehirler
Sürdürülebilir kalkınma gelecek kuşakların ihtiyaçlarını karşılayabilme
olanaklarıyla bağlantılı olarak değerlendirilmektedir. Bu bağlamda, günümüz
kuşaklarının ihtiyaçlarını karşılayabilmek için gelecek kuşakların ihtiyaçlarını da
dikkate alan bir kalkınma modeli gerçekleştirilmelidir (T.C. Cumhurbaşkanlığı
Strateji ve Bütçe Başkanlığı, 2022a).
Gelecek kuşakları da dikkate alan ortak hedefler, herkesin temel ihtiyaçlarını
gözeterek, daha iyi bir hayata ilişkin beklentilerin karşılanmasına imkân
vermeye yöneliktir. Şu anki ihtiyaçları karşılayan ve geleceği düşünmeyen çevre
ile sosyo-ekonomik gelişme arasındaki ilişkilerin iyi kurgulanmadığı durumlar,
gelecekte daha büyük sorunlarla karşılaşılmasına neden olabilir. Bu nedenle
iyi bir kalkınma stratejisinin uygulanması, çevresel bozulmalara yol açmadan
ekonomik büyümenin sağlanmasına destek olur. Bu doğrultuda, ekonomik
ve sosyal yapı ile çevre etkileşimi bütüncül bir şekilde değerlendirilmeli,
günümüzdeki ve gelecekteki nesillerin kalkınmanın getirdiği fırsatlardan
hakkaniyetli bir şekilde yararlanması sağlanmalıdır. Sürdürülebilir kalkınmanın
ana temasının bu olduğu tüm kesimlerce vurgulanmaktadır.
2. Doğal Afet ve Direnç Kavramları
Türk Dil Kurumu’nun internet sitesinde doğal afet “insan eliyle
önlenemeyen sel, fırtına, deprem, dolu ve benzeri felaketlerin her biri”
olarak tanımlanmaktadır. Bu açıdan değerlendirme yapıldığında, doğal
afetlerin büyük oranda insanların kontrolü dışında gerçekleşen olaylar olduğu
söylenebilir. Hızla artan dünya nüfusu ve küreselleşme ile birlikte doğal afetlerin
oluş sıklığı artmıştır. Günümüzde gerçekleşen doğal afetlerde insanların da
payı bulunmaktadır. Doğal afetlerin yarattığı tahribat ve olumsuz etkiler bu
nedenle her geçen gün artmaktadır. Günümüzde, doğal afetler sonucunda
yaşanan olumsuz etkiler yalnızca meydana geldikleri bölgelerin sınırlarıyla
kalmamaktadır. Doğal afet hasarlarının boyutları ve hasar düzeyleri artmıştır.
2000 yılından günümüze dek gerçekleşen ve küresel çapta kaydedilen
doğal afetlerin sayısında önemli artışlar gözlenmektedir. Son yıllarda afetlerin
karakteristik özelliklerinin değiştiği, artık sadece belli bir bölgeyi etkilemediği,
diğer bölgeleri de etkilediği görülmektedir. Afetlerin etkilerinin domino etkisi
gibi artarak, ekonomik, sosyal, çevresel yönden de ortaya çıkan sonuçlara yol
açmaktadır. Özellikle sel, taşkın gibi hidrolojik, kasırga, aşırı sıcaklıklar gibi
meteorolojik özellikte olan afetlerin ve depremlerin sayısı, sıklığı ve şiddeti
artmaktadır. Şehirlerin söz konusu afetler nedeniyle ciddi çevresel ve ekonomik
zararlara uğramakta, can kayıplarının olmakta, kültürel ve sosyal alanlarda da
önemli kayıplar yaşanmaktadır (Galderisi, 2013: 37).
Yıl 1 / Sayı 2 / Temmuz 2022 66