Page 138 - Çevre Şehir İklim - Sayı 2
P. 138
Geleceğin Dirençli Kenti:
Esenler Nar İnovasyon Bölgesi
1. Literatür
Kent planlama jargonuna dirençlilik kavramı olarak eklenen “resilience”
kelimesi, Latince kökenli olan “Resi-lire” kelimesinden türetilmiştir ve
materyallerin uğradıkları şok sonrasında eski hallerine dönmelerini sağlayan
özellik olarak tanımlanmaktadır (Simmie ve Martin, 2010). Ekolog Holling
tarafından ilk olarak ekoloji bilimine uyarlansa da daha sonra “mühendislik
dirençliliği” ve “ekolojik dirençlilik” olarak iki şekilde tarif edilmiştir. Mühendislik
dirençliliği, sistemin şok sonrası dönemde yeniden dengelenmesi (equlibrium);
ekolojik dirençlilik ise sistemin şok sonrası işlerliğine başka şekillerde devam
ettiği yeni bir denge durumuna dönmesi olarak ifade edilir (Holling, 1973).
Şehrin sadece ekolojik bir sistem değil aynı zamanda dinamik ve sosyal bir
sistem olması nedeniyle ilerleyen dönemlerde kavram, sosyal dirençlilik olarak
sosyal sistemlere de uyarlanmıştır. Sosyal dirençlilik, sistemin şoktan sonra
başka denge durumuna dönüşmesinden ziyade etkileri absorbe etme, uyum
sağlama, dönüşme ve şoklarla birlikte yeniden organize edilebilme yeteneği
olarak tanımlanmıştır (Brand ve Jax, 2007; Davoudi, 2012). Sosyo-ekolojik bir
sistem olan şehir, sürekli bir dinamiklikte değişim ve uyum içinde olmalıdır. Bu
nedenle kentlerin dirençliliği, içinde bulundukları sistemin şoktan sonra mutlak
bir denge durumuna dönebilmesinden ziyade uyarlanabilir bir süreç olarak
düşünülmesi gerekir. Dirençliliğin önemli bir parametresi olarak zaman ölçeğini
çalışmalarında ele alan Engle ve Bremond (2013), bir sistemin kısa vadede başa
çıkma, uzun vadede ise adaptasyon yeteneği olarak dirençlilik kavramını ele alır.
a. Kentsel Dirençlilik
Dirençlilik kavramı, son zamanlarda farklı ekollerde ve çeşitli alanlarda ele
alınmaktadır (Coaffee, 2013). Şehir planlama ekolünde kentin sosyal ve fiziksel
bileşenleriyle ele alınan kentsel dirençlilik kavramı literatürde: ekolojik, afet ve
risk azaltımı, sosyal, kurumsal ve ekonomik olmak üzere beş başlık altında ele
alınmaktadır. Sürdürülebilir kentsel kalkınmanın temel ilkelerinden biri olarak
belirtilen “kentsel dirençlilik” kavramı, şehir sistemini oluşturan her birimin
yaşadıkları stres ve şoklara karşı hayatta kalma, adapte olma ve yaşanan stresin
etkilerinden en kısa sürede ve en etkili biçimde kurtulma becerisidir.
Godschalk (2003), kentsel dirençliliği fiziksel sistemlerden ve insan
topluluklarından meydana gelen güçlü, esnek ve sürdürülebilir bir ağ olarak
tanımlamaktadır. Pickett ve diğerleri (2004) kentsel dirençliliği; sosyo-ekolojik bir
çerçevede denge ve dengesizlik karşıt paradigmaları ile ele alırken; Leichenko
(2011) şehrin çeşitli şoklara ve streslere dayanma kapasitesi olarak tanımlar.
Meerow ve diğerleri (2016) ise kentsel dirençliliği bir kent sisteminin zamansal ve
mekansal ölçeklerini oluşturan sosyo-ekolojik ve sosyo-teknik ağlarının, sistemi
devam ettirme ve/veya hızla geri döndürme kapasitesi olarak tanımlarlar.
Yıl 1 / Sayı 2 / Temmuz 2022 124