Page 136 - Çevre Şehir İklim - Sayı 2
P. 136
Geleceğin Dirençli Kenti:
Esenler Nar İnovasyon Bölgesi
bir yapıya dönüşmek anlamında kullanılmaktadır (Alberti ve diğerleri, 2003;
Godschalk, 2003; Eraydın, 2013). Değişen koşullara direnç ve uyum kapasitesi
geliştirmenin bileşenleri iyileşme-geri kazanma (recovery), uyum sağlama
(adaptability), dönüşebilirlik-yenilikçilik (transformability-innovativeness),
kendini örgütleyebilme kapasitesi (self-organising capacity), esneklik
(flexibility) ve çeşitlilik (diversity) olarak tanımlanmaktadır (Eraydin, 2016).
Uyum kapasitesi, bölgelerin hem küçük hem de anlık ve şiddetli değişimlere
hazırlıklı ve donanımlı olmasıdır. Bu kavram çevresel/ekolojik değişimler, yapılı
çevredeki değişim, insan hareketliliği, değişen sosyo-ekonomik düzen, farklı
siyasal düzenler gibi çok farklı boyutları içermektedir. Kendini örgütleyebilme
becerisi ise dışarıdan bir etki ve müdahale olmadan bir sistemin kendini
düzenleyebilme kapasitesi (Heylighen, 2002) olup, dönüşüm için ortam
hazırlanmasıdır. Dönüşebilirlik, mevcut ekonomik, sosyo-politik veya ekolojik
sistemler kendilerini yenileyemediği koşullarda önem kazanmaktadır (Walker
ve diğerleri, 2006). Yeni koşullara uyum ancak dönüşebilirlik ile mümkün
olup, yenilikçilikle eskisinden daha olumlu bir yapıya ulaşmak olasıdır. Tüm
bu söylemlerin ışığında, olası dış etkiler ile iç dinamikleri (ekolojik, ekonomik,
sosyal ve mekansal) bütünleştiren bir çerçeve, tehdit ve sorunlarla sistematik
şekilde baş etmeyi sağlayacak bir kapasite sunmaktadır.
Şehirlerin dirençliliklerini hangi politikalar ve uygulamalar ile artırılacağını
araştıran Ekonomik İşbirlik ve Kalkınma Örgütü (Organisation for Economic
Co-operation and Development-OECD), dirençli şehirler konsepti için
bir çerçeve belirlemiştir. Bu çerçeve kapsamında dirençlilik göstergelerini
ekonomi, toplum, yönetişim ve çevre olmak üzere dört ana başlık altında ele
almıştır. Şehrin dirençliliğini değerlendirmeye tabi tuttukları göstergeler bu
dört ana başlık altında şu şekilde açıklanmaktadır.
Toplum bakımından, insanların kentin sağladığı servis ve hizmetlere
kolaylıkla erişebiliyor olmalarına, bireylerin birbirleriyle interaktif iletişim
sağlayabiliyor olmalarına, nüfus yoğunluğunun kentin kaldırabileceği
kapasitede olmasına, sosyal dengenin ve güvenli bir ortamın sağlanıyor
olmasına bağlıdır. Ekonomi bakımından, kentin çeşitli endüstrilere ve iş
sektörlerine sahip olmasına, büyümeyi destekleyecek dinamik bir ekonomisinin
olmasına ve inovasyon girişimlerini destekleyen bir yapıda olmasına bağlıdır.
Yönetişim bakımından, sağlanan hizmetlerin ve servislerin açık ve şeffaf bir
şekilde yürütülüyor olmasına, karar vericiler ve yöneticiler tarafından stratejik
ve sürdürülebilir kararların alınıyor olmasına, katılımcı şehir uygulamaları ile
bireylerin karar destek mekanizmasında etkin rol oynuyor olmasına bağlıdır.
Çevre bakımından, kentin yeşil alan seviyesinin yüksek ve inşaat alanının düşük
olmasına, temel altyapı ihtiyaçlarının sağlanıyor olmasına, doğal kaynakların
yönetilmesinde sürdürülebilir ve yenilikçi uygulamaların kullanılmasına, arazi
Yıl 1 / Sayı 2 / Temmuz 2022 122