Page 134 - Çevre Şehir İklim - Sayı 2
P. 134
GELECEĞİN DİRENÇLİ KENTİ:
ESENLER NAR İNOVASYON BÖLGESİ 1
Elçin SARI- Sevim Pelin ÖZTÜRK
İmdat AS
ÖZ
Dünya Bankası, 2050’ye kadar kentlerinin dünya nüfusunun yaklaşık %70’ine
ev sahipliği yapacağını öngörmektedir. Günümüz krizleri ile artan kırılganlıklar
nedeniyle kentlerin gelecek plan vizyonlarında, dirençlilik yaklaşımını öne
çıkarması önemlidir. Artan nüfus ve kentlerin mekansal olarak yayılması,
beklenmedik ekolojik ve çevresel sorunlarda artışa, temiz tatlı su gibi doğal
kaynaklar üzerinde baskılara ve olumsuzluklara neden olmaktadır. Mekansal
planlama disiplini, oluşan bu yeni koşulların yarattığı olumsuzluklara yanıt
üretme çabası ile sürekli değişen beklenmedik koşullara uyum sağlayabilen
ve kendini sürdürerek yenileyebilen kentsel ve bölgesel sistemlerin nasıl
yaratılacağı üzerine çalışmaktadır. Değişen koşullara dayanıklı, onlara uyum
sağlayabilen ve olumsuz koşulları yeniden yapılanma için kullanan, kentsel
ve bölgesel sistemler yaratılması gereklidir. Bu makalede, İstanbul Esenler
ilçesinde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı tarafından kurulan, Geleceğin Şehri NAR İnovasyon Bölgesi’nde
dirençlilik ile ilgili yaklaşımlarımızı sunmaktayız. Ekonomik İşbirlik ve Kalkınma
Örgütü (OECD), şehrin dirençlilik göstergelerini ekonomi, toplum, yönetişim
ve çevre olmak üzere dört ana başlık altında toplamıştır. Bu bağlamda şehir
kurgusu, teknoloji yaklaşımları ve akıllı şehir uygulamaları ile kent dirençliliğine
çözüm önerilerimizi sunmaktayız. Yapılan çalışmanın, kurulacak olan yeni akıllı
şehirler için örnek teşkil edeceği öngörülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Akıllı Şehirler, Dirençlilik, Geleceğin Şehirleri, Teknoloji
Geliştirme Bölgeleri, Şehir Planlama, Kentsel Tasarım
1 Bu çalışmanın yürütülmesinde değerli katkılarını sunan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) City De-
velopment through Design Intelligence (CIDDI) laboratuvarından Yüksek Lisans Öğrencilerimiz,
Hatice Kübra Saraoğlu Yumni’ye ve Süedanur Özden’e teşekkür ederiz.
Bu yayın/tebliğ TÜBİTAK- 2232 Uluslararası Lider Araştırmalar Programından (Proie No: 118C284)
yararlanılarak oluşturulmuştur. Ancak yayın/tebliğ ile ilgili tüm sorumluluk yayının/tebliğin sahibi-
ne aittir. TÜBİTAK'tan alınan maddi destek, yayının/tebliğin içeriğinin bilimsel anlamda TÜBİTAK
tarafından onaylandığı anlamına gelmez.
Yıl 1 / Sayı 2 / Temmuz 2022 120