Page 103 - Çevre Şehir İklim - Sayı 2
P. 103

Burcu Hiçyılmaz - Sedat Alataş - Etem Karakaya


            (proses emisyon), yüzde 40'ı doğrudan fosil yakıt yanmasından, geri kalanı ise
            elektrik satın alımlarından ve ulaşımdan kaynaklanmaktadır (Baumert vd., 2005;
            Feldmann ve Kennedy, 2021; Fransen vd., 2021).


               c. Sanayide Azaltım Seçenekleri

               Emisyona neden olan faktörler tüm sektörler için aynı değildir ve sektörler
            arası  büyük  farklılık  göstermektedir.  Dolayısıyla,  emisyon  azaltımı  için
            uygulanacak  sektörel  stratejilerin  ne  kadar  başarılı  olacağı,  söz  konusu  bu
            farklılıkların  ne  kadar  dikkate  alınmış  olduğuyla  yakından  ilgilidir.  IPCC’nin
            yakın zamanda yayınlanan raporu, söz konusu bu farklılıklara vurgu yaparak,
            tüm  sektörlerde  mevcut  olan  birçok  seçeneğin,  net  emisyonları  2030  yılına
            kadar azaltmak için önemli bir potansiyel sunduğunu göstermektedir. Net sıfır
            emisyon hedefine potansiyel katkısı bağlamında, enerji sektörü için rüzgar ve
            güneş enerjisi; ulaştırma sektörü için toplu taşıma, etkin akaryakıt kullanımı
            ve elektrikli hafif araçlar; konut sektörü için etkin aydınlatma ekipmanları gibi
            seçeneklere  vurgu  yapılırken,  sanayi  sektörü  için  enerji  etkinliği,  malzeme
            etkinliği ve ikamesi, yakıt değişimi (elektrik, hidrojen vb.), karbon yakalama ve
            yararlanma (CCU) ve depolama (CCS) teknolojileri, ve CO2 harici emisyonların
            azaltımı gibi seçenekler ön plana çıkmaktadır (IPCC, 2022b).
               Sanayi sektörü özelinde yukarıda tartışılan politika ve teknolojilerin tümü
            sanayi emisyonlarının azaltımına belirli ölçüde katkı sağlayabilir (IPCC, 2022b).
            Fakat bu katkının potansiyel büyüklüğü, ne kadar sürede etkisini göstereceği
            ve ne kadar maliyetle gerçekleşeceği de son derece önemlidir. Örneğin, CCU
            ve CCS teknolojileri küresel iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir iklim
            politikası aracı olarak kabul edilmektedir; fakat azaltım beklentilerini karşılama
            bağlamındaki  küresel  potansiyeli  hala  tartışmalıdır  (Katelhön  vd.,  2019).
            Nitekim, hem birkaç pilot uygulamanın dışında geniş ölçekte başarılı şekilde
            uygulanamamış (Akerboom vd., 2021), hem de ekonomik olarak maliyetlidir
            (Wennersten vd., 2015; Mac Dowell vd., 2017). Benzer şekilde, yeşil hidrojen
            teknolojisi  de  fosil  yakıttan  uzaklaşmak  için  önemli  olanaklar  sunmaktadır;
            fakat kendi zorluklarını da beraberinde getirmektedir (van Renssen, 2020).
               Sanayide karbonsuzlaşma için tartışılan teknolojik çözümler hem maliyetli
            hem  de  henüz  geniş  ölçekte  uygulama  aşamasında  değil  iken,  kaynak
            etkinliğinin artırılması hem uzun süredir uygulanmakta hem de maliyet avantajı
            sunmaktadır. Örneğin, enerjinin verimli kullanımının artırılması, uzun süredir
            sanayi sektörü emisyon azaltımının merkezinde yer almaktadır. Hatta, ülkelerin
            bu bağlamda belirli ölçüde başarılı olduğu da ileri sürülebilir. Bununla birlikte,
            yakın zamanda yayınlanan IEA raporu, ülkelerin enerji etkinliği performansının
            küresel iklim ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için yetersiz olduğunu
            ortaya koymaktadır. Buna göre, küresel ölçekte, enerjinin etkin kullanımındaki
            gelişmeler 2015'ten bu yana azalmaktadır (IEA, 2020a).

            89  Çevre, Şehir ve İklim Dergisi
   98   99   100   101   102   103   104   105   106   107   108