Page 40 - GERİ SAYIM
P. 40

- GERİ S A YIM -                                                         - NAZİFE BUR CU T AKIL -


               – Annem yok herhâlde. Ben sizin için peynir                                  Asya:
          çıkaracağım, dedi ve toprağı kazmaya başladı.                                     –  Koyunların  yedikleri  otlar  sağlıklı  olunca
               Hakan:                                                                 sütleri de bereketleniyor. Peynir de sütten yapıl-

               – Neden toprağı kazıyorsun?                                            dığına göre…

               Hakan:                                                                       Elif,
               – Peynir çıkaracağım, dedim ya.                                              – Peynirin lezzeti toprağı kaplayan eşsiz ot-
                                                                                      lardan geliyor yani, diye tamamladı arkadaşının
               Elif, Hakan’ın kulağına fısıldadı:
                                                                                      cümlesini.
               – Buzdolabı henüz icat edilmedi, biliyorsun.
                                                                                            Çocuklar, arkadaşlarına teşekkür edip pey-
               Hakan  toprağı  iyice  kazdı,  gömülü  çömleği                         niri afiyetle yediler. Bu sırada Mete birden ayağa

          çıkardı ve arkadaşlarına getirdi. Hepsi için birer                          kalktı ve çadıra gitti. Birkaç dakika sonra döndü-
          tahta tabak uzatarak peyniri bölüştürdü.                                    ğünde misafirlerine şu sözleri söyledi:
               Hakan, Ege’ye yaklaşarak şöyle dedi:                                         – İşte geldim. Sizin gibi çok uzun ve fark-

               – Hiçbir şey boşa harcanmıyor, kullandıkla-                            lı yollardan gelen misafirlerimiz olduğu için çok
          rı ürünler çevreye zarar vermiyor. Doğa, hiç bo-                            şanslıyız. Bu yüzden size bir hediye vermek is-
          zulmuyor. Hava mis gibi, su pırıl pırıl, toprak çok                         tedik.
          bereketli…                                                                        Bizim  dörtlü  heyecanlandı.  Hepsi  de  hedi-

               Ege,                                                                   yelere  bayılırdı.  Üzerinde  renk  renk  kurdeleleri

               –  Baksana  topraktan  peynir  fışkırıyor,  de-                        olan, parlak kâğıtlı dev kutularda hediye almaya
          yince ikisi de gülmemek için kendini zor tuttu an-                          alışmışlardı. “Acaba nasıl bir hediye?” diye içle-
          cak dördü de bu durumdan oldukça etkilenmiş-                                rinden geçirirlerken Mete avucunu açtı ve şöyle
          lerdi. Hayranlıkla etrafa bakarken temiz havayla                            dedi:
          ciğerlerini doldurdular. Peynirler çok leziz görü-                                – İşte sizin gibi kıymetli misafirler için kıy-
          nüyordu. Kokusu da harikaydı doğrusu.                                       metli bir hediye!..



                                      40                                                                           41
   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45