Page 35 - GERİ SAYIM
P. 35

- GERİ S A YIM -         - NAZİFE BUR CU T AKIL -


 Zübeyde:      Elif:

 – Kül ve suyla tabii ki.   – Şey… Nasıl desem? Bilemiyorum. Bir çeşit
          kimyasal işte.
 Dörtlü aynı anda şaşkın bir ses tonuyla “Kül-
 le mi?” diye sordu.   Zübeyde:

 Zübeyde sözlerine devam etti:   – Kimyasal ne peki?
               Elif’in imdadına yetişen Hakan,
 –  Ormanın  sıklık  oranını  ayarlamak  çok
 önemli. O nefes alsın, daha hızlı ve rahat gelişsin   – Şu ilerideki görünen şey bir ceylan mı yok-
 diye kestiğimiz ağaçlardan eşyalar yaparız. Ka-  sa, diye konuyu hızla değiştirdi.

 lan ve herhangi bir eşya yapamayacağımız ka-  Zübeyde  tam  bir  soru  daha  soracaktı  ki
 dar küçük ağaç parçaları var ya…  karşılarına çıkan ceylan onun kafasını karıştırdı.

 Hepsi birden:  Ceylan, biraz uzaktaydı ama yine de çok net gö-
          rünüyordu.
 – Evet?
               Ege,
 Zübeyde:
               –  Gözlerime  inanamıyorum,  ceylan  mı  bu?
 – İşte onları da yakarız. Isınmak için, yemek-
          A! Şu ağacın dallarında koşturanlar da sincap mı
 lerimizi pişirmek için… Ateş sönünce kalan külleri
          yoksa? Tıpkı resimlerdeki gibi, dedi.
 de ayırırız ve temizlikte kullanırız.
               Buğra ona şu açıklamayı yaptı:
 Kendini tutamayan Elif birden,
               – Neden gözlerine inanamıyorsun? Bu top-
 – Deterjan gibi yani, deyiverdi.  raklarda her yerde ceylana, sincaba, rengârenk

 Zübeyde:  kuşlara  ve  atlara  rastlanır.  Sayamadığım  daha
          pek çok hayvan türü de var: tilki, kurt, gelincik,
 – Teterjen mi? O da ne?
          tavşan…



 34                                   35
   30   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40