Page 38 - GERİ SAYIM
P. 38

- GERİ S A YIM -                                                         - NAZİFE BUR CU T AKIL -


               Elif,                                                                        Zübeyde:
               – Sanırım bu sorunun cevabı için zamanda                                     – Merak etmeyin, onlar da bizim akrabaları-
          biraz daha ilerlemeliyiz, dedi göz kırparak.                                mız. Kıyafetlerini yıkıyorlar.

               Orman gezintisi yaparken karşılarına çıkan                                   Asya:
          bir ırmak kenarında atlarından indiler. Irmak pırıl                               – Irmakta kıyafet yıkanmaz ki? Hem biz de-

          pırıldı. Dipteki renkli taşlar, hızla kaçan minik ba-                       min o ırmaktan su içtik. Kirli su muydu yoksa?
          lıklar bile ilk bakışta görülebiliyordu. Zübeyde su-
                                                                                            Zübeyde gülümsedi:
          luğunu çıkardı ve ırmakta doldurdu.  Birazını içip
                                                                                            – Irmağın yukarı kısmından su içtiniz, ayrıca
          suluğunu  tekrar  suya  daldırdı.  Ardından  ağzını
                                                                                      kıyafet yıkamak ırmağı neden kirletsin ki?
          kapatıp boynuna astı.
                                                                                            Asya o an düşündü. Deterjan yoktu, kimyasal
               – Siz de içsenize? Susamışsınızdır.
                                                                                      ilaçlar, şampuanlar yoktu. Sahi ırmağı ne kirlete-
               Dört  arkadaş,  şaşkınlıktan  küçük  dilleri-
                                                                                      cekti ki?
          ni yutmak üzereydi. Irmaktan su içilir miydi hiç?
                                                                                            Asya:
          Arıtma sistemi bile yoktu. Kaynağın kendisinden
          su içmek nasıl bir şeydi acaba?                                                   – Peki, neyle çamaşır yıkıyorlar?
               Ege kendini daha fazla tutamadı ve dizleri-                                  Zübeyde:
          nin üzerine çöküp başını suya daldırdı. Kana kana                                 – Külle. Bulaşıkları da külle yıkıyoruz ya… Kül
          su içti. Sonra başını kaldırıp şöyle dedi:                                  tertemiz yapar her şeyi.

               –  Hayatımda  içtiğim  en  güzel  su!  Hem  de                               Bu sırada Mete,
          çok soğuk! Olağanüstü!                                                            –  Siz  uzaklardan  geldim,  dediniz.  Yanınıza

               Ege’den sonra Hakan, Asya ve Elif de ırmağa                            yiyecek de yok. Acıkmışsınızdır. Atlarımıza binip
          eğilip kana kana su içtiler. Irmağın alt kısmından                          çadıra gidelim. Annem peynir çıkarır bize, dedi.
          sesler  gelince  bizimkiler,  ayağa  kalkıp  merakla                              Çocuklar bu fikre bayıldılar. Çadıra yaklaş-
          baktılar.                                                                   tıklarında Mete:



                                      38                                                                           39
   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43