Page 45 - GERİ SAYIM
P. 45

- GERİ S A YIM -         - NAZİFE BUR CU T AKIL -


 Buğra gülümseyerek konuştu:  –  Mucizelere  inanıyorum  artık,  diyen  Ege
          ayağa kalkıp zıpladı.
 – Mucize mi? Hayır, hayır! Bu sadece doğa-
 nın bir parçası. Minik bir olay. Biz hep yaparız.   Onun bu coşkusu karşısında herkes gülmeye

 Şimdi ardıç ağacımız yeşersin diye ona can su-  başladı. Ne de olsa mutluluk insandan insana ge-
 yunu verelim.   çen ve paylaşıldıkça artan harika bir duyguydu!..

 Elif:         Hava  kararmak  üzereydi.  Gelecekten  gelen
          bu dört arkadaş, yeni arkadaşlarını çok sevmiş
 – Can suyu mu? O da nedir?
          ve doğaya o kadar hayran kalmışlardı ki bir an
 Buğra:
          için  nereden  geldiklerini  unuttular.  Sanki  hep
 – Tohumu ektiğimizde ona hemen su veririz.   oraya ait hissediyorlardı kendilerini ancak kulak-

 Bu ilk suya da can suyu deriz.  larına “bızzzt” sesi gelmeye başlamıştı bile.

 Bütün bu olan bitenleri hayranlık ve tebes-  Elif gözlerini kocaman kocaman açarak sor-
 sümle izleyen Elif sordu:   du:

 – Arkadaşlar, bizim Kadim Koruyucu da bir   – Benim duyduğumu siz de duydunuz mu?

 ardıç ağacıydı, değil mi?
               – Evet, gitmemiz lazım, dedi Hakan biraz üz-
 Hakan:   gün bir ses tonuyla.

 – Yaklaşık 1230 yıllık bir ardıç ağacı, evet.   Elif, Hakan, Asya ve Ege yeni arkadaşlarına

 Elif:    sarıldılar; gitmek zorunda olduklarını söylediler.
          Vedalaşma faslından sonra Buğra,
 – Sizce, bizim kadim ağacı biz ekmiş olabilir
 miyiz?        – Atlarınız bile yok, nasıl gideceksiniz? Bari
          güneşin doğmasını bekleyin, dedi.



 44                                   45
   40   41   42   43   44   45   46   47   48   49   50