Page 53 - CIS_1
P. 53






Eskişehir yolundan, Demet’ten, Ufuk- aktaracak bazı kanalları biraz geliş-
tepe’den bakıp gördüğümüz Ankara tirmemiz gerekiyor. Yani o var olan
arasında inanılmaz farklılıklar var. literatürü, var olan birikimi biraz gün-
celleyebilme, sürdürülebilme, yeni
RT: Geçmişimizle bugünümüzü hatta konsept oluşturacaksak eğer, Hacı
geleceğimizi şehir2023 ufkuyla şehir- Bayram’dan, Mimar Sinan’dan, Mes-
de nasıl buluşturabiliriz hocam? nevi’den, Mevlana’dan, Emrah’tan
hareket ederek, bugünkü yaşam bi-
KA: Evet, biz binlerce yıldır bir şehir çimimize, bugünkü toplumu anlama
kültürüne sahibiz, bu yadsınamaya- tarzımıza biraz tercüme edebilmemiz
cak bir gerçektir. Bizim şu an bir şeyi gerekiyor. Bu kolay bir şey değil el-
yeniden keşfetme gibi bir durumumuz bette, yani eskiyi tekrar etmek, eski-
yok. Yani biz, “Şehir nedir, mimari ne- yi ekmiş bir şekilde, hatta o şekilde
dir, üslup nedir, kimlikli şehir nedir?” devam ettirmek belki çok daha ko-
bütün bunların cevabını verebilmiş bir lay. Evet, mahalle biçimlerimiz zaten
toplumuz. Yani literatür anlamda bir vardı, aynısını bugün her yere yapa-
eksiğimiz yok fakat ne oluyor? Neden biliriz, bu bugünün insanını ne kadar
şehirlerimiz dönüşüyor, bozuluyor, taşıyabilir, ne kadar tatmin edebilir,
deforme oluyor, başkalaşıyor? Ben çocuklarımız, torunlarımız ya da biz-
bunu biraz hayat biçimleriyle anla- ler o konsept içerisinde var olan iliş-
mak isterim. Yani birilerini suçlamak, kilerimizi ne kadar sürdürebiliriz? Bu
birilerini eksik görmek şeklinde de bir biraz zor, çünkü biz her yeni gün yeni
cevap verebiliriz. Bu toplumun köy- şeyler kazanıyoruz, yeni davranışlar,
den kente göç etmesini, bu toplumun ritüeller kazanıyoruz ve dolayısıyla
köylülüğüne, cahilliğine, cehaletine şehirlerimize bunları katıyoruz. Şehir
yoran modernleştirici, modern para- de bizim bu yeni davranışlarımızdan,

var; insan değişiyor, hayat değişiyor, digmalara biraz mesafeli duruyorum yeni ritüellerimizden, yeni alışkanlık-
larımızdan etkileniyor ve ister istemez
var olan literatüre, var olan anlayışla- şahsım adına. kendisini bu şeklide donatmak zorun-
ra yeni yeni şeyler katılıyor ve biz ister Şunu söylemek istiyorum: Bizim yet- da kalıyor. Yani bedestenle AVM’yi kı-
istemez. “Şehirlere ne oluyor, bu şehir kin, gelişkin, zengin bir şehir kültü- yasladığınızda işte yeni ritüelleriniz,
niye değişiyor, bu şehir niye başkalaşı- rümüz, edebi birikimimiz var, bunu yeni tüketim alışkanlıklarımız bir şe-
yor?” diye sorular soruyoruz. hak edecek, taşıyacak, günümüze kilde AVM’yi, bir şekilde çarşı pazarı

RT: Bu değişimin veçhelerini sizin ya-
şadığınız şehirler üzerinden örneklen-
direbilir misiniz?

KA: Elbette. Çocukluğumu, gençliği-
mi ve hâlihazırda aile yaşantımı sür-
dürdüğüm İstanbul’u anlamakta zor-
lanıyorum. Kavramakta zorlanıyoruz
ama İstanbul bize sormadan kendi
hükmünü yürütüyor. Ataşehir’de baş-
ka bir İstanbul, Kayaşehir’de başka
bir İstanbul ortaya çıkıyor ve benim
Beyazıt’tan, Sultanahmet’ten, Şirinev-
ler’den, hatta Bakırköy’den tanıdığım
İstanbul, hiç de o yeni İstanbul’lara
benzemiyor. Belki yeni Ankara’da da
aynı şeyler söz konusu. Kaleiçi Anka-
ra’sından, Ulus’tan, Hamamönü’nden
baktığımızda gördüğümüz Ankara’yla,



ÇEVRE, NSAN ve EHR | Ekim 2017 | Say 16 51
   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57   58