Page 56 - CIS_1
P. 56






Evet, ev hep var, tarih boyunca ev var çıkar çıkmaz gelemeyiz, saçımızı ta- getirdiniz. Stratejik kısım bu işte, yani
olmuş, çadır deyin buna, mağara de- ramadan gelemeyiz. Şehir inşa etmek insan elinin dünyaya kattığı bir şey,
yin, ağaç kovuğu deyin fark etmez, de mekân inşa etmek de böyle bir dünya budur zaten, şehir budur. Ken-
yani kendimi barındırmak, kendimi şeydir. Bunun adı “estetik bakış” tır. di kendine var olmamış, insanın eliyle
var etmek amacıyla nereye sığındıy- Peki, mekân nasıl ortaya çıkacak? İn- dünyaya katılmış bir şeydir. İnsanın
sam ve onu kendime ait bir yer olarak sanın eliyle ortaya çıkacak. Burası da eli ise kültür, niyet, inanç, kimlik de-
ihdas ettiysem, ora benim evim ol- çok stratejik bir geçiştir. Mekân kendi mektir. Bunu nereden çıkarıyoruz?
muştur. Bu o kadar önemli bir şey ki, kendine var olmuyor, bu bina kendi Çünkü her yerin mekânı aynı değil.
buna inanın kafa patlatmaya değer. kendine var olmadı. Bu binayı tasar- Her yerde ev var, ama evler çok farklı.
Çünkü mekânlarınızı kaybederseniz, ladık, mimarlar projelerini çizdiler, İsviçre’de, İtalya’da evler çok farklı.
mekânlarınızı yitirirseniz, mekânla- mühendisler de uyguladılar. Bu proje Malzemeler bile aynı taş, beton, çelik,
rınızın kişiliğini, ruhunu, insicamını başka türlü de çizilebilirdi. Başka bir ahşap yani sonuçta. Fakat neden fark-
önemsemezseniz kaybettiğiniz siz bina çıkabilirdi bu binanın yerinde. lı? Neden onun bahçesi böyle de be-
oluyorsunuz aslında. Çünkü mekân Ve o mekâna siz hayat verdiniz. Onu nim köydeki bahçem şöyle? İşte buna
beni heceliyorsa, beni var ediyorsa, önce zihnen tasarladınız, fikren ta- sen karar veriyorsun. Sen dediğimde,
beni tamamlıyorsa, onu önemseme- sarladınız, sonra bunu somut bir hale dikkat edersiniz o mekânlarda büyü-
mezlik etmem, onu değersiz kılmam, memizden, annemizden-babamızdan,
aslında kendimi değersiz kılmam de- okulumuzdan, dolayısıyla medeniyeti-
mektir. Onun için sen; evine, sokağı- mizden almış olduğum kültürü kas-
na, mahallene, büyüdüğün şehrine ve tettim. Bunların hiç birisi bir boşlukta
ülkene karşı sorumlusun. Hani “Ben DOLAYISIYLA SİZ oluşmuyor, bunları dünyaya taşıyan
bile yapıldım taş ile toprak arasında” biziz, bizim temsil ettiğimiz kimlik,
diyor ya işte ustalar-çıraklar, dola- BUGÜN, GÜNÜMÜZ algı, bakış açısı. İşte bütün bu temel
yısıyla mekân duvar yapmaktır, yani İNSANININ DUYGUSUNU, üzerinden aslında şehir dediğimiz şey
mekânın özü budur. Yani malzemeyi var oluyor. Öylesine ortaya çıkan bir
bulup doğadan onu ölçüp biçip (ağaç BUGÜNÜN İNSANININ şehir, bir kulübe, bir ağaç kovuğu yok.
da olabilir, taş da olabilir, kerpiç de, ALGISINI, KAVRAYIŞINI Ona ben o şekli, o biçimi veriyorum.
fark etmez.) ona biçim vermenizdir. DİKKATE ALMAKSIZIN Bu biçimin içinde neler var? İşte mi-
Ne var bunun içinde? Bir beceri var, mari bilinç, estetik bilinç, bakış açısı,
yani insanın eli var orada. Mekân de- BİR ŞEHİR KONSEPTİ görme tarzı var, onu güzelleştirme
mek hüner demektir, ustalık demek- OLUŞTURAMAZSINIZ. var. Dünyayı güzelleştirme, bedenini
tir, beceri demektir. Daha ciddi bir şey güzelleştirme, kendini güzelleştirme,
söyleyeyim; bir medeniyetin olmazsa O BAKIMDAN “BUNU yakışıklı ve güzel bir adam olma du-
olmazı dediğim şey estetiktir. Çünkü GELENEKLE, GEÇMİŞ rumu tam da böyle bir şey aslında. Ve
burayı bir mekân olarak inşa etmeniz KÜLTÜRÜMÜZLE, benim çok sevdiğim bir kavram, yani
için sizin öncelikle estetik bir bakı- uydurma, mesela biz öykü yazıyoruz
şa sahip olmanız gerekir. Çünkü biz VAR OLAN ya da çok iyi bir şiir okur size arka-
genelde mekânlarımızı güzel de yap- LİTERATÜRÜMÜZLE, daşınız, bunu sen mi uydurdun dersin
mak isteriz. Hem fonksiyonel olsun değil mi? Bu çok güzel bir şeydir. Yani
hem sağlam olsun, fakat aynı zaman- VAR OLAN MEDENİYET bunu bazen kafadan atma şeklinde de
da estetik olsun deriz. Ve biz evimizi BİRİKİMİMİZLE NASIL belki ifade ediyoruz, ama uydurmak-
güzel tutmak isteriz. Mobilyalarımı- BULUŞTURACAĞIM tır. İşte Ankara’yı Ankara’nın ruhuna
zı, biblolarımızı, duvar kâğıtlarımızı, uydurabiliyor musun? Bedenimi ken-
halılarımızı seçeriz, kendimizi güzel BEN?” BİRAZ BU di ruhuma uydurabiliyorsam mutlu
kılmak isteriz. Buraya işimize gelir- SORUNUN ÇOK olabiliyorum, öyle değil mi? Biz ne
ken giyinip geliriz ve aynanın karşı- zaman mutlu oluruz, şehir ne zaman
sında kendimize bakarız. “Giydiğim DAHA TİTİZLİKLE mutlu olur? İşte bu uydurmayı, denk
gömlek pantolonuma uymuş mu, ya- SORGULANMASI getirmeyi müthiş bir şekilde sağladı-
kışmış mı?” diye bakarız değil mi, hiç GEREKTİĞİNİ ğımız zaman mutlu olabiliriz. Bede-
bakmadan gelmeyiz. Bu bizim estetik nimin arzuları var, ama ruhumun da
arayışımızın çok önemli bir rüknüdür. DÜŞÜNÜYORUM. arzuları var değil mi? İkisi örtüştüğü
Bunu yapmadan gelemeyiz. Banyodan zaman ben mutlu bir adam haline ge-



54 ÇEVRE, NSAN ve EHR | Ekim 2017 | Say 16
   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61